Modern Zaman (Son Yüz Yıl) -
Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ
Millî Mücadele ve Manda Dönemleri Vekâlet hatta velâyet, vesâyet anlamlarına gelen Manda ile Kuzey Suriye Türkmenlerinin imtihanı başlamışken daha kuzeydeki Anadolu Türklüğünün de Millî Mücadelesi eş zamanlı başlayacaktı. Tarihî derinlik ve stratejik alt- yapı nedeniyle bundan sonra bu iki kavramı içiçe geçmiş görebiliriz.
Zira 30 Ekim'deki Mondros Ateşkes Antlaşması'nın hemen ardından Mandaterler de, Millî Mücadeleciler de harekete geçeceklerdir. Bu ikincilerden M. Kemal Paşa, Mondros'un . maddesindeki Suriye'yi boşaltma kararına rağmen Cephe Ku- mandanı olarak sınırın Lazkiye - Han Şeyhun hattından yani Halep'in 100 ki- lometre güneyinden geçtiğini ve Halep nüfusunun 4/3'ünün Arapça konuşan Türkler olduğundan elde tutulma gerekliliğini 3 Kasım 1918 tarihli bir telgraf- la Hükümete bildirmekteydi. Buna mukabil Şam'da İngiltere tarafından kral ilan edilen Faysal da hâkimiyet alanını genişletmek için Cerablus ve Nizip'in mütarekeye göre kendilerinin olduğu ve 2 güne kadar boşaltılmadığı takdir- de şiddet kullanılacağı ültimatomunu verdiriyordu.
Bir yandan da yandaşları Rakka ile Tel Abyad arasında atlarla vergi topluyor, Türkmen ileri gelenlerin- den 100 kadarını Tedmür'deki hapishaneye atarak işkence uyguluyordu.İngiltere ile Fransa 1919 yılı başında toplanan Paris Konferansı'nda ara- larındaki bölüşümü Manda Sistemiyle birlikte onaylattılar. Yavaş yavaş al- datıldıklarını anlayan Araplarsa Temmuz 1919'da toplanan Suriye Genel Kongresi'nde bağımsızlık ilan ettilerse de bu bir yıl bile sürmedi. Bu arada Halep ve Lazkiye Türkmenleri, Fransızların Kilikya'yı işgale kalkıştığında Ha- tay Dörtyol'da atılan 'İlk Kurşun' akabinde başlayan Kuvâ-yı Milliye'ye des- tek vermeye başladılar. Evvelâ Halep Teşkilat-ı Milliyesi teşekkül ettirilerek Suriye ve Filistin Müdafiî Kuvâ-yı Osmaniye Hey'eti Umumiyesi ve Gönüllü Fırkası kuruldu; Reisliğine Ayıntab Kumandanı Ali Şefik Bey / nâm-ı diğer Özdemir Bey, yardımcılığına ise Halep Hey'et-i Merkeziye Başkanı Hilal/Bilal Bey getirildi.
Bundan hareketle Halep halkı 8 Aralık 1919 tarihinde şehirde kepenk kapatarak büyük bir miting düzenlemiş ve hem İzmir'in işgaliyle baş- layan Anadolu'daki Yunan zulmünü hem de Suriye ile Filistin'deki İngiliz ve Fransız işgallerini protesto etmişlerdir. Protestodan "Kahrolsun Emir Faysal ve Arap Hükümeti! Yaşasın Halifemiz ve Osmanlı Devleti!" sloganlarıyla iş- birlikçiler de nasibini almıştır. Miting sonrasında ise Sivas Kongresi'yle işgalaltındaki bütün topraklara bir umut olan Mustafa Kemal'e Haleplilerden bir heyet gönderilmiştir.1920 ilkbaharındaki Şam Eşrâf Kongresi'nde bir araya gelen Milliyetçi Araplar, Suriye Krallığı kurduklarını açıklayıp Faysal'a taç giydirmelerine rağ- men Fransızlar Mayıs ayında toplanan San Remo Konferansı gereğince başta Şam ve Halep olmak üzere tüm Suriye ve Lübnan şehirlerini işgal ettiler, daha doğrusu İngilizlerle anlaşmalı olarak işgal bölgelerini trampa ettiler.
Sevr Ant- laşması'nın 94. maddesi gereğince de Manda İdaresi altında Suriye'yi 4 özerk bölgeye ayırdılar ki bunun en büyük parçası, 72.243 km2'lik yüzölçümüyle bü- tün Kuzey ve Doğu Suriye'yi kapsayan Halep Devletçiği idi. Lazkiye'de ise tıpkı Suriye'nin en güneyindeki Dürzî Devletçiği gibi mezhepsel bir yapı, Alevî Dev- letçiği kurulmuştu. Halep'teki yerli temsilci Kamil el-Kudsî olup bütün Parça Devletler Fransız Yüksek Komiseri General Gouraud'un denetimi altındaydı.Buna karşın Anadolu'daki Millî Mücadele'yle bağlantılı olan Halep mer- kezli direniş bir anda ortak umut haline geldi. M. Kemal Paşa'nın "Halep Kuv- va-yı Milliyesi'nin Islahiye vasıtasıyla tesis edilecek irtibatla yardımlaşmanın temin edilmesi" talimatının vurguladığı bu bağ doğrultusunda kurulan Halep Kuva-yı Milliyesi zamanla Lazkiye, Şam, Hama, Humus, Beyrut, Kuneytra, Trablusşam ve Amman gibi şehirlerde de şubeler açarak örgütlenmesini ge- nişletmiştir.
Türkmen, Çerkez ve Araplardan müteşekkil bu yapı içerisinde Adana'daki 2. Kolordu Komutanlığı, Halep - Hama - Lazkiye - Samandağ - İs- kenderun - Kırıkhan sınırının içinde kalan bölgede 5 düzenli teşkilat kurmuş ve ayrı ayrı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerince eylemler organize edilmiştir. O dönemde ayrıyeten Halep Cemiyet-i Esâmiyesi Heyet-i Merkeziyesi (Dernekler Platformu Sekreteryası), Necât-ı Vataniye (Vatan Kurtuluşu), İstikbal Cemiye- ti, Şark-ı Karîb İhtilası / İstihlası Cemiyeti (Yakın Doğu Kurtuluş Örgütü) ve Milli İsyan Partisi gibi aynı amaçlı yerel teşkilatlanmalara da tevafuk edilir.
Bu dönemde Rıza Bey, Ahmet Nabğalı, Nüveyran / Nüveryan Oğuz, Asım Bey, Necip Ağa, Mustafa Ağa Hacı Hüseyin, Bedri Bey, Kel Mehmet Ağa, Cekeli Mecit Ağa, Salih Polat, Kasım Şahbudak ile Afrinliler; Hacı Hannan, Şeyh İsmailoğlu / İsmailzâde Hoca, Şeyh Abdi, Ahmet Ruto, Polat Bey ve Lazkiyeli Suhta Ağa, Nevres Ağa gibi direniş önderleri çıkaran Türkmenlerle Kürtlere artık Fransa'dan umudunu kesen Şeyh Kâmil Kassab, Binbaşı Muhiddin Bey, Said Bey Haydar, Dr. Abdurrahman Şehbender gibi Arap milliyetçilerinin yanı sıra Faysal Hükümeti'nin bakanlarından Abdülhamid Paşa, Celal Bey, Haşim Bey, Müsteşar Mustafa Nimet Bey gibi bürokratlar ile ed-Difa' Gazetesi sahi- bi Tevfik Yazıcı, Müfîd Gazetesi sahibi Yusuf Bey Haydar, eş-Şa'ab Gazetesi sahibi Abdürrezzak el-Esad, Hedef Gazetesi sahibi Abdülhayr Bey gibi gaze- teciler ve Şeyh Süleyman (İbn-i Reşid Aşireti), Şeyh Fâris (Hadidî Aşireti), Ab- dülkerim Paşa (Mevâlî Aşireti) gibi aşiret reisleri ile Müslim Verde ve Mülhem Câsim gibi çete reisleri de katılmışlardır.
Hatta Kuva-yı Milliyecilerle Emir Faysalcılar arasında Kilis'in Kefergani Köyü'nde 8 maddelik gizli bir anlaşma bile imzalanacak ve Kilis Kuva-yı Milliye Heyeti adına Polat Bey, Molla Recep, Mehmet İslam; Arap Hükümeti nâmına da Jandarma Müfettişi Cemil Lütfi imza koyacaklardır.18Bâb'a bağlı Telaşir'i direnişin lojistik merkezi olarak kullanan Halepli Kuv- vacılar, Anteb'i işgal sürecindeki Fransızların ikmal yollarını sabote ederek Akçakoyunlu-Cerablus savaşlarında başarı sağladılar. Halep - Maraş Demir- yolu Okçu İzzeddinli Aşireti'nin milislerince sürekli tahrip edilmiş, bir defasın- da Maraş'a giden bir tren havaya uçurularak bazı Fransız askerleri esir alın- mış ve bunun üzerine bölgeye gönderilen Fransız Birliği de Damrık Dağı'nın batı yakasındaki Hisarköy civarında bozguna uğratılmıştır. Mustafa Kemal Paşa'nın gizlice Halep'e yolladığı subayların örgütlemesiyle şehrin sokakları- na Fransız yönetimine karşı Türkçe ve Arapça pankartlar asılmış, keza Türk kuvvetlerini bekleyen Haleplilerin evlerine Osmanlı bayrakları asarak hazırlık yaptıkları kayıtlara geçmiştir.
Ankara Hükümeti adına bölgede faaliyet göste- ren Aneze Aşiret Reisi Hacim Paşa, devamlı surette düzenlediği akınlarla el- Bâb'ı Fransız işgalinden kurtarmıştır. Türk birlikleri ve yerel müfrezelerle bir- likte Fransız işgalinden kurtarılan Menbiç'te Halep Müdafaa-ı Hukuk Cemi- yeti'nin şubesi açılarak Aralık 1920 ile Ağustos 1921 tarihleri arasında etkin olması sağlanmıştır. Yine Fransa'ya karşı büyük bir mücadele veren Arap di- reniş önderlerinden İbrahim Hananu'ya silah ve mühimmat desteği verilerek Türkiye, Suriye ve Irak'ın istiklâlleri sağlandıktan sonra bir 'Konfederasyon' teşkil etmeleri hedeflenmişti. Hatta Hananu'nun Türk takviyeli kuvvetlerinin bayrağının bir yüzüne Arap, diğer yüzüneyse Türk bayrağı işlenmişti.Mustafa Kemal'le bizzat irtibatlı Şam doğumlu Osmanlı Albayı Yahya Ha- yatî Bey'in büyük çabalarıyla 3 bölge (Şam, Halep, Lazkiye) 3 büyük isyana . sahne olduysa da bitirici darbe vurulamadı. Antep ve Adana'yla ilgili ciddi sıkıntıların yaşandığı bir süreçte El-Cezîre Cephe Komutanı Nihad Paşa, Ha- lep'e girmenin maceraperest bir tutum olacağı beyanında "Dimyat'a pirince gi- derken evdeki bulgurdan olmayı katiyen arzu etmem" diyerek risk almamıştır.
Sonrasında 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması'yla TBMM Hükümeti'nin, Güney Cephesi'ndeki Fransız Kuvvetleri ve kuyruğu Ermeni komitacılarla bo- ğuşmasını bitirip de Fransa Devleti tarafından tanınması ve aradan çekilmesi başta Halep ile Lazkiye olmak üzere Türkmen, Arap, Kürt; tüm unsurlarda hayal kırıklığı yarattı. Zira anlaşmada sınır Antakya - Halep - Lazkiye havalisi dışta kalacak şekilde belirlenmişti:"İskenderun Körfezi üzerinde Payas mevkiinin hemen güneyinde olmak üzere seçilecek bir noktadan başlayacak ve yaklaşık olarak Meydan-ı Ekbez'e doğru gidilecektir (Demiryolu istasyonu ve Meydan-ı Ekbez Su- riye'de kalacaktır). Oradan Marsova'yı Suriye'ye ve Karnaba ile Kilis kentini Türkiye'ye bırakmak üzere güneydoğuya kayacak ve Çobanbey İstasyonu'nda demiryoluyla birleşecektir. Daha sonra Bağdat Demiryo- lu'nu izleyecek olan sınır çizgisi (Demiryolu platformu Nusaybin'e kadar Türk toprakları üzerine kalacaktır) Nusaybin ile Ceziret'ül-Ömer arasında- ki eski yolu izleyerek Ceziret'ül-Ömer'den Dicle'ye varacaktır.
Nusaybin, Ceziret'ül-Ömer ve yol Türkiye'de kalacaktır. Çobanbey ile Nusaybin ara- sındaki demiryolunun istasyon ve garları, demiryolu platformunun parça- ları sayılarak Türkiye'ye bırakılacaktır."21Yine de o zamanki adıyla bu itilâfnâmenin 7. maddesince İskenderun Bölge- si (Sancak) için özel bir yönetim kurulması ve bölgedeki Türklerin kültürlerini geliştirme kolaylığı ile Türkçenin de resmî dil olarak kabul edilmesi; 9. madde- since Süleyman Şah'ın Caber Kalesi'ndeki mezarının çevresiyle birlikte Türki- ye'ye ait olması ve orada muhafız bulundurup Türk bayrağını çekebilmesi; . maddesince bölgede yerleşik ya da konar-göçerlere eskisi gibi sınırın iki tarafın- daki meralardan yararlanma hakkının tanınması gibi hafifletici sebepleri vardı. Fakat Ankara Hükümeti'nin Düvel-i Muazzama ile olan ilk antlaşmasına her iki taraftan da tepki dinmedi. Özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sert tartış- malar yaşandı. Aldatıldıklarını düşünen Araplar yüzünü tekrar Şam'a ve Suri- ye'nin birliğine çevirdiler.Türkmenler ise Lozan'a kadar gene umut beslediler.
Türklerin ruh verdiği Arap karşı koymasını kırmak ve onlara 'Büyük Suri- ye' gayesi bahşetmek için Fransızlarca Haziran 1922'de Halep, Şam ve Alevî / Lazkiye devletçikleri birleştirilerek Suriye Federasyonu kuruldu ve başına da Halep Federe Devlet Başkanı Suphi Berekât getirildi. Aralık 1924'te ise Halep ve Şam devletçikleri, yanlarına özerk İskenderun Sancağı'nı da alarak Suri- ye Devleti'ni oluşturdular; devletin merkezini de Halep'ten Şam'a taşıdılar. Lazkiye bölgesi ise 1925 başından itibaren Alevîler Devleti adı altında tekrar devletçikleşti. Dahası her mezhebi hükümetlendiren (Lübnan - Mârunîler, Süveyde - Cebel-i Dürzî) Fransa Mandaterliği, Lazkiye Nusayrîlerine "Siz ne Türk, ne Arap, ne de Müslümansınız. Sizler Haçlıların bakiyelerisiniz" diyerek klasik aldatmasını / propagandasını yapıyordu. Yeniden ihdas edilen Alevî devletçiğinin başında ise bu sırada Cezayir kökenli Fransız Komiser Henri C. Cayla vardı.Manda herkes için ama en çok Türkmenler için zor oldu. 1923 sonbaha- rında Türkler tarafından teşkil edilen Millî Halep Partisi'nin mensupları hü- kümetçe yargılanıp hapis ve sürgün gibi cezalara çarptırıldılar.
Buna rağmen mücadele hız kesmedi; Türkmen ve Kürt milislerin Türkiye sınırına yakın böl- gelerde Manda İdaresi'ne karşı başkaldırı hareketleri devam etti. Bu sıra ilginç bir şey oldu ve TBMM hükümeti, 1924 yılbaşısı için hazırlattığı armağanda Kerkük, Musul, Süleymaniye, Batum ve Kuzey Suriye'nin de yer aldığı Misak-ı Millî haritası yayınladı; hem de Lozan Antlaşması'nın üzerinden daha 6 ay bile geçmemişken ve Lozan'da da Suriye sınırı Ankara Antlaşması'ndaki gibi tescil edilmişken. Refleks bir dışavurum olarak görünen bu hâtıralıkta "Hal-i hazır taksimatına tevfikan bi'l-umum vilâyât sancak ve kazaları ira'e eder" yazısıyla birlikte 77 il gösterilmektedir. 32'nci sırada yer alan Halep'in kazaları da An- takya, İskenderun, İdlib, Belen, Reyhaniye, Barişa, Cisr-i Şugur, Bâb-ı Ceb- bul, Menbiç ve Cebel-i Sem'an olarak verilmektedir. 39'ncu sıradaki Deyr-i Zor ilinde ise Re'su'l-Ayn, Aşere, Ane, Ögmal? ve Mesice? kazaları yazılıdır.
18'nci sıradaki Urfa'nın 4 kazasından biri Rakka'dır.Fransızlarsa 'en güvenilmez azınlık' olarak gördükleri Türkmenler başta olmak üzere idarelerine karşı çıkan herkesi baskı altında tutmak istemişler- dir. Çobanbey'e bağlı Vukuf Köyü'nün Ağası tutuklanmış, çocukları da aleni işkence görmüştür. Antakya'nın Karbeyaz ve Com köylerinden kişiler ise silah kullandıkları iddiasıyla kurşuna dizilmişlerdir. Fakat Fransızlar, Kuva-yı Mil- liye geleneğiyle baş etmekte oldukça zorlandılar; Kuzey Suriye'de İbrahim Ha- nanu'nun ve Lazkiye Dağları'nda Salih el-Ali'nin kıyamı 1925'lerde de sürdü. O yıl Cebel-i Dürzî'de başlayan isyan tüm Suriye'ye yayılmış ve başını Şamlı - Halepli Sünnîlerin çektiği Kitle-i Vataniye Partisi'nin (el-Kutle el-Vataniyye) Hasan el-Harrat öncülüğünde organize ettiği isyan sonrası Şam, karadan ve havadan 2 gün boyunca bombalanarak başkaldırı kontrol altına alınmıştır. 20 Ekim 1925 itibariyle 336'sı kadın ve çocuk toplam 1.416 kişi öldürülmüş, çarşılar ve kimi camiler tahrip edilmiş, toplam zararsa 100 milyon frankı bul- muştur. Hama'da eski Osmanlı subaylarından Fevzi Kavukçu isimli bir Türk- menin öncülüğünde çıkan isyan da bombardımanla bastırıldı. Ticarî merkez- lerin tamamen tahrip olduğu bombalama sonucu 7.344 kişi hayatı kaybetmiş ve 200 bin sterlinlik zarar oluşmuştur. Bombalamalardan Cisr-i Şugur da nasibini almıştır.
Kaynaklar
1-PAYASLI, Volkan: "Fransız Mandası ve Hatay'ın / Sancak'ın Türkiye'ye İlti- hak Sürecine Kadar Olan Döneminde Tevhid-i Tedrisat Kanunu Uygulamaları (1924-1939)", Selçuklu Araştırmaları Dergisi USAD, C: 5, S: 22, Yaz 2012.SAYGILI, Hasip: "Resmi Evraka Göre Millî Mücadele'de Türkiye Dışı İslam Topluluklarıyla İlişkiler (1919-1922)", Türk Yurdu, Y: 102, S: 311
2-ABDULHALİK BAKIR - SÜLEYMAN PEKİN EYLÜL - EKİMKUZEY SURİYE'DEKİ TÜRKMEN YERLEŞİMLERİCİLT: 123 SAYI: 242 SAYFA: 89-130 Türk Dünyası Araştırmaları Eylül - Ekim 2019 .TDA .static dergipark.
3-AYŞE HÜR Meğerse Suriye'de Türkmenler yaşarmış .radikal.yazarlar.
4-Ahmet Emin Dağ, "Halep Türkmenleri", Marmara Üniversitesi'nde 2010 yılında kabul edilmiş doktora tezi;
5-Işıl Bostancı, "Halep Türkmenleri", Fırat Üniversitesi'nde 1998 yılında kabul edilmiş master tezi,
6-Zafer Kaya, "Suriye'de Türk Varlığı", Ankara Üniversitesi'nde 1987'de kabul edilmiş master tezi;
7-Thomas Philipp-Birgit Schäbler, The Syrian Land: Processes of Integration and Fragmentation: Bila¯d al-Sha¯m from the 18th to the 20th century, Franz Steiner Verlag, Stuttgart, 1998;
8- Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ Biladü'ş Şamdaki Türkmeni kökeni (Arapça)Kardeşlik Dergisi Kültür Sanat Edebiyat ve Folklor Dergisi Güz 2020 Yıl: 60 Sayı:366
9-Norman N. Lewis, "The Frontier of Settlement in Syria, 1800- 1950", Royal Institute of International Affairs, Vol. 31, No. 1, January 1955, s. 48-60.
10-DEMİR, Enes: "Arşiv Belgeleri Işığında Milli Mücadele Döneminde Halep ve Kuzeyi", 2. Uluslararası Osmanlı Coğrafyası Arşiv Kongresi (20-24 Kasım 2017), İstanbul 2019.
11-ERENDOR, Metin: Suriye ve Türkmenler, Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul 2016.
12-GÜÇ, Çakıl: "Savaş Müteahhitleri", Akademik Ortadoğu, Sayı: 4, 2007.
13-GÜÇTÜRK, Yavuz: "İnsanlığın Kaybı" / Suriye'deki İç Savaşın İnsan Hakla- rı Boyutu Raporu, SETA Yayınları, Ankara 2014.
14-KAFALI, Mustafa, "Suriye Türkleri, I", Töre Dergisi, XXI (1973),