Hayatın her alanında yok sayılan, Nüfus sayımlarında bile hayvanları sayarken kadını saymayan anlayışın hakim olduğudönem kapanıp, kadının da sayıldığı ve toplumsal alanda onurla hak ettiği yerini aldığı bir anlayışı hakim kılan Atatürk cumhuriyetinin karma okullarında okuyan bir kadın olarak, ne taciz edildim ne de taciz edileni ne gördüm ne de duydum.
Cumhuriyet ve cumhuriyetin kazanımlarından rahatsız olan siyasetçilerin giderek ve aleni bir şekilde dini söylemleri kullanmaya başladıkları ve yönetimler eliyle yavaş yavaş bir şeylerin değiştirilmek için önünün açıldığını hissettiğimiz, izlediğimiz dönemlerden 86 yılında, çalıştığım lise düzeyinde ki bir okulda okul müdürünün tören sırasında kızlara onun deyimiyle " pandik atarlar" gerekçesiyle erkek ve kız öğrencileri ayrı ayrı sıraya koydurduğuna tanık oldum." Herkesi nasıl bilirsin? Kendin gibi" dedik güldük geçtik.
Bir gün genelleşeceklerini ve görüşlerine resmiyet kazandırmaya çalışacaklarını düşünmeden.
Ortaokul düzeyinde ki bir okulda Din dersi öğretmeninin dersine girdiği sınıfın karma oturma düzenini kızları taciz ederler gerekçesiyle bozup erkek ve kız öğrencileri ayrı ayrı oturttuğunu ve bunu da sınıf öğretmenine "aman hocam sakın bu düzeni bozmayın" dediğine tanık oldum da dayanamayıp " siz öylemi yapıyordunuz hocam. "Hani kişi kendinden bilir işi derler ya" demiştim.
Bir gün yöneten olacaklarını düşünmeden..
O günden bugüne çok zaman geçti.
O günden bu yana hızlı bir şekilde kadını yok sayma ikinci plana atma, eve kapatma söylem ve çalışmalarına da tanık olduk.
O günlerden bu güne,
karma okullarda taciz olayını duymadık. Ama, karma olmayan erkek ve kız çocuklarının kurslarında, yurtlarında yetişkinler tarafından tecavüze uğradıkları haberleriyle sarsıldık.
O günden bu yana , dünyada ilimde, bilimde teknolojide çok gelişmeler olurken, biz armudun sapı üzümün çöpü dercesine bütün enerjimizi ve uğraşımızı kadının gülmesi,giyinmesi,saçı, kızımızın yanağı, anamızın dizi, üzerine engin bilgilerimizle felsefe yaparak geçirdik. Geçirmeye de devam ediyoruz.
Günümüzde karma okulların yanısıra az da olsa kız ve erkek okullarıda varken, memleketin çözülecek başka sorunu kalmamış gibi böyle tartışmalar açılmasına ön ayak olanlara "kişi kendi nasılsa, nasıl düşünüyorsa karşısındakinin de öyle olabileceğini düşünür" mü desem .
Yoksa ;
" Dervişebu kişi senin hakkında konuşuyor demişler. O da ; kendi sayfasıdır istediği gibi doldurur ." dediği derviş kelamını mı etsem. Bilemedim.
Bozulmadık neyimiz kaldı. "Bozun efendiler bozun
Meydan sizindir."