Sevmedi özü yok sözü çok çağı
-burda yaşanmaz mı yalsız kemiksiz
Soylu ızdırâbı kadîm kânunun;
"Burası çok önemli" bu bir işâret değil
Yeniye namzet değil eskiye mühlet değil
Mümkün olan her şeyi normal kutsarken oluş
Ayak altında kalan erliğe rağbet değil
Huzursuzluk diz boyu şenlik olan yalandır
Kral bize lark oldu derdim derde kalandır
Duyuşu kulaklıklı görüşü at gözlüklü
Hapşırtır çok yaşatmaz meclis ü mebûsandır
Çünkü hareket demek yeşil demek kuzulu
Anasından ayrılmaz daha çok süt ver diye
Hayâldi gerçek oldu şaştım Allahım şaştım
Zağlı zincir kıranlar şimdi bir sünger diye
Eksik olan bir şey var
farkındayım derin de
Ama hâlâ yaşamak...
her şey yerli yerinde...
Betonun çoğalması asıl bereket değil
İstediğim her şeyin olması rahmet değil
Can vereni bir iken biriken bin can alış
Millet millet dediğin farzdır be sünnet değil
Bıkmanın yıkılmanın adına hasret değil
Varı var kılmayanın saçtığı kesret değil
Ne gökte zenbildeydim ne damda kandildeydim
Avlardım ve toplardım. Etekli hizmet değil.
Yakardım yandığımca ısıtırdım, ket değil
Oynak etiket değil şartlı ibâdet değil
Sınıfçı servet değil torpile himmet değil!
Uyumak istiyorum... façalı haşmet değil.
Dinle ertelenen kavga artığı
Şimdi devran senin kuşaksız ipsiz
Bir İbrâhim gelir kırılır putun.
|Karaaslan y.