''Gezi ruhu'' aslında daralan demokrasimizin nefes alma arayışıydıKeşke ben de bugün "Gezide bulundum" diyebilmenin onurunu yaşayanlardan olabilseydim. Ancak sosyal medya üzerinden o onurlu karşı duruşa, mevcut keyfi düzene itiraz eden paylaşımlarımla katkıda bulunmuş olmanın az da olsa keyfini yaşadığımı söylemek isterim. O günlerde oralarda bulunmuş gençler bundan sonra Türk tarihinin ...
Gece vakti beni efkara salma,
Mart zamanı geçti! Geç kaldın kedi.
Boşa ümitlenip, ayazda kalma,
Mart zamanı geçti! Geç kaldın kedi.
Son günlerin gündemleri olan Ümit Özdağ'ın ‚Mansur Yavaş çıkışı, hdp'li Paylan'ın sözde ‚soykırım' kışkırtması, Tanrıkulu ve Babacan'ın 1915 duyarlılıkları bugün Kavala Davası'ında çıkar kararla biraz geri plana iteklenmiş görünüyor. Sanki büyük bir sansasyonmuş gibi Kavala'ya ‚oh oldu' diyenler ile Kavala'ya sahip çıkanlar kararı tartışmaktalar. Ve, istisnaları tenzih ederek söylüyorum,...
Ardahan da Yine Sular Coşmuş Baharın gelişiyle Ardahan da eriyen kar sularının karıştığı derelerin çayların coşup, besledikleri Kura nehrinide coşturarak Ardahan ovasının sular altında kalışını anlatan bu güzel fotoğraflar, bizim yüreklerimizdeki özlemi de çoşturdu Anılarımızı canlandırdı. Şimdilerde kurudu mu bilmiyorum. Evimizin aşağısında akan bir çay vardı, nerden geldiğin...
Yalandan hazzetmem
Sahteden hoşlanmam bilirsin Aysun
Olacaksa eğer, sahiden olsun
Aşk da, meşk de, ayrılık da sahiden
Güzeli, çirkini yokmuş kulların,
Gönlü geniş ile dar olan varmış.
Geçilmez olanı yokmuş yolların,
Aşılması biraz zor olan varmış.
23 Nisan'ın mânâsını erbâbı hatırlatmalı. Biz daha çok çocuk bayramı gibi kutluyoruz. Öyledir. Ama öncelikle "millî hâkimiyet" bayramıdır. Sonradan "ulusal egemenlik" dediğimiz bayram. Prof. Dr. Vahdettin Engin'nin şâhâne değerlendirmesi bu manada bir hâfıza yenilemesidir ve olanı biteni anlamaya dâvettir. "23 NİSAN 1920 "TBMM 23 Nisan 1920 tarihinde açıldı. O gün başta Mustafa Kemal Paş...
Belki bilir diye sormuştum dağ'a,
"İnsanın dünyada ne amacı var?"
Tanıklık etmişsin sen birçok çağ'a
Anlatsana; "Nedir bu bilinmez esrar?"
Hayatımın en zor ve bir o kadar hüzünlü kavramı üzerinde yazıyorum. Ülkücülük kavramını bundan sonra artık kullanmamak için azami dikkati göstereceğim. Zira kavramlarda insanlar gibi doğar, büyür ve süreç içinde yıpranarak önce toplumun vicdanında sonra zihninde silinmeye yüz tutarlar. Batı medeniyetinde entelektüel çevrelerde de zaman zaman yıpranan kavramlar terkedilerek yeni kavramlar...