ABD ile yaşadığımız bu krizde öğrendik ki, paranın dini-imanı ve milliyeti varmış…
Umarım iyi bir ders olur ve tekrar rüzgâra göre politika üreten, güçlü devirlerinde Türklüğü ayakaltına alıp böcek gibi ezen, köşeye sıkışınca can simidi muamelesi çeken zihniyetler başımıza gelmez.
Yine bir kez daha anladık ki, ülkeler ve milletler arası ebedi dostluk/düşmanlık olmaz.
Ülkelerin menfaatleri vardır ve şartlara göre dost ve düşmanlar yer değiştirir. Biz bu yer değiştirme işlemlerini beceremediğimiz ve her havuç uzatana aşk derecesinde samimiyet beslediğimiz için emperyallerden hep dayak yiyoruz…
Belki de bu emperyallerin içimizdeki bizden görünen uzantılarına teveccüh ederek bu dayakları hak ediyoruz…
***
Yani sonuçta iş dönüp dolaşıp yine kaliteli eğitim, tarih bilgisi, liyakat, diplomasi yeteneği, millî şuur ve gerçek vatanseverlik duygusuna dayanıyor.
Hem bunları bilmeyen, hem de kendi milletinin adını söylemekten imtina edecek kadar milli ruhtan uzak adamlarla yapılan millilik ve yerlilik bir yere kadar...
Aslında anlatmaya gerek yok,sonucu hep beraber görüyor ve yaşıyoruz…
***
Fakat yüksek tepelerde, olayı henüz tam olarak anlamamış olmalıyız ki, bir taraftan yine sağa-sola kuru sıkı ateş ederken diğer taraftan garip ekonomi ve siyaset planları açıklamaya çalışıyoruz.
"Onların Doları varsa bizim de Allah'ımız var" tarzı söylemler hem dinen çok yanlıştır, hem de "biz aslında havlu attık, işimiz Allah'a kaldı" demektir ki; devlet ciddiyetine yakışmaz…
Oldu olacak bir plan da ben yapayım bari:
A planı: Peygamber de bize destek veriyor.
B planı: Uzay mekiğinin cıvatasını gevşeten şıhlar, doları düşürmek için salâvat zinciri oluşturacak.
C planı: Yerel seçimlerde oyları bize verin, dolar ve dış güçlerle nasıl mücadele edilir görün.
Yerel seçimler de çözüm olmazsa yeni planlar açıklarım:
Meselâ:
D planı: Ey CeHaPe!
E planı: Sevgili "bu millet" şu yastığın altına bir daha bakın yav!
F planı: Düşerse Ekim'e, düşmezse…
***
Neyse mizah filan bir yana, görünen o ki, bu fırtınada millet ve ülke olarak çok su yutacağız. Ama bilmedikleri bir şey var: biz Türk'üz, öyle kolay boğulmayız.
Aşarız, bunu da birlikte aşarız…
Birileri gemilerde, gemiciklerde; biz hep imamın kayığında olsak da yine aşarız…
Fakat her krizde olduğu gibi bu oyunu bozmak için de millete yüklenmeye gerek yok aslında.
Öyle, "Aynı gemideyiz" edebiyatıyla yapmadığı yolculuğun faturasını gariban vatandaşa iteklemek yerine 17 senedir devletten beslenerek semirmiş olan havuz dolusu iş adamı, ellerini ceplerine atsa ertesi gün düze çıkarız.
Evet, sevgili havuz müteahhidi, gün bu gündür. Önce Dolarları bozun sonra ülkemiz üzerine oynanan bu kalleş oyunu…
Bu vesile ile Avrupa'da yaşayıp AKP'ye oy verdikçe Euro'ları değerlenen seçmene de örnek olursunuz…
Vatan sizden hizmet bekliyor; şimdi değilse ne zaman?
***
Ey Millet!
Bir çift sözüm de size olacak:
Yönetim makamındakilerin ortaya çıkardığı her sorunu, her defasında yoksulluk sınırında yaşayan Millet olarak biz çözeceksek bunları niye taşıyoruz?
Geçmişte çok badireler atlatmış ve ne yazık ki hiç ders almamış bir ülke olarak, hayırlısıyla bu darboğazı da bir şekilde aştıktan sonra halk olarak, "iktidarı- muhalefeti el ele haydi size güle güle" demeyip partizanlığa ve ayırımcılığa devam edersek üç vakte başka başka krizlerle boğuşur dururuz...
Tercih sizin…
15.8.2018