İlkler zordur, cesaret ister. İlklerde hep bir tedirginlik vardır, acaba iyi oldu mu?.. İlklerde iç kıpırtıları yoğundur, acaba ağır eleştiri olacak mı?... İlkler yürek ister ama hepsinden öte ÖZGÜVEN ister.
Türkiye Üniversiteleri (ki ben ona uzatılmış liseler diyorum) bir ÖZGÜVEN silindiridir. Bir yüksek lisans öğrencisi, bir doktora öğrencisi bir şeyler yazdığı zaman, hocaların büyük çoğunluğu "bu öz güveni nasıl ezer geçerim" diye binbir fantezi kurar ve uygular. Niye mi yazıyorum bunları, yazdıklarımın yazar ile ilgisi olamayabilir ama Bir edebiyat doktora öğrencisinin bir eser meydana getirip onu yayınlaması gerçekten büyük ÖZGÜVEN ister.
Yazarı tanıyorum, öyküler yazdığını biliyorum, bazı dergilerde çıkan öykülerini de biliyorum. Bir defasında "bunları mutlaka kitaplaştır" demişimdir. Gerçek şu ki yakın zamanda kitaplaştıracağını düşünmemiştim. Yukarıdaki paragrafta bahsettiğim silindirin etkisini düşünmüştüm, "kitaplaştıracağım" demesine karşın.
Ve o kitap şu anda fotoğrafını paylaştığım kitap. Kitaba geçmeden önce ÖZGÜVEN'i için yazarımızı tebrik ederim.
Kitaba gelince; 14 öykü var, biraz farklı, alışılmadık, sıradışı kurguları olsa da öykülerin tamamında betimleyemeyeceğim bir sıcaklık var. O betimlenemez sıcaklık Sait Faik öykülerindeki diyalogların sıcaklığı gibi samimi içten.
Bazı öykülerin hitap ettiği kişileri tanıdığımdan o sıcaklığı herkesten fazla duyumsamışımdır belki (DERVİŞAN öyküsü gibi).
AÇ RUHLAR öyküsü ise iki kere okuduğum ve ileride takrar tekrar okuyabileceğim anlatı zenginliğine sahip, Oradaki Melek Teyze ve Nine sanki benim çocukluğumdaki mahalleden tanıdığım, okurken onların kokusunu duyduğum insanlardı bana
YOKUM öyküsü ya da anlatısı kadar da şaşırtan bir öyküye daha önce denk gelmemiştim. Çok ama çok farklı...
Evet yazının başında ilkler zordur dedim ya, Bu kitap ilk ama son olmayacak. İLK BİTTİ artık devamı gelecek.
Özetle, ben çok sevdim keyifle okudum kaktüs bahçemde çayımı yudumlarken. Eminim edebiyat tutkunları da çok sevecek