İMPARATORLUĞUN ÖTEKİ YÜZELERİ
Bu gece size önermeye çalışacağım kitap gerçekten enteresan bir çalışma.
Şöyle ki;
Bilirsiniz, tarihçiler tarihi kişiler (VİP) ve tarihi olaylar hakkında kalem oynatırlar. Yani benim gibi sıradan bir insan hakkında tarihçiler hiç bir şey yazamazlar. Örneğin 300 yıl sonra kimsenin anımsayacağı araştıracağı bir yanım yok.
Ve Osmanlı dönemine gidersek koskoca bir imparatorlukta sadece padişahlar vezirler vs yaşamıyor, benim gibi sıradan insanlar yaşıyor. Gerçi benim marjinal bir hayat hikayem yok, çok sıradan ve sıkıcı bir tipim. Ancak imparatorluk sınırları içinde ilginç "sıradan" tipler var.
Kitabın konusunun enteresanlığı da burada başlıyor. Bu "sıradan" ancak ilginç olayalar nedeniyle kayıtlara girmiş tipler var ve onların şaşırtıcı hikayeleri. Bunları dönemin "kadı sicillerinden" yani mahkeme kayıtlarından görüyoruz. Bu sıradan hayatların kayıtlara girmişliği de dönemin sosyolojisi ve hukuk sistemi hakkında fikirler sunuyor.
Size bu kitaptan kadı sicillerine girmiş bir olayı çok kısaltarak anlatıyorum.
Yıl 1736, aylardan ekim ayı. Konya'nın Muhtar mahallesinde, bir ihbar üzerine "MADEROS" isimli ermeni cemaatinden bir şahsın evinde keşif yapılır. Bu evde ARTİN, TEKSUF ve MOSKOV şarap içip eğlenmektedir.Bir an kavga gürültü olur ve ARTİN sırtından ve boğazından bıçaklanıp can verir. ARTİN'in karısı MARYEM bu olaya tanık olur. Ancak anlatılara göre TEKSUF ve MOSKOV, MARYEM'i "bu olayı kimseye anlatma seni de suça ortak ederiz" diye tehdit ederler…
İşte hikayemiz böyle başlar. ARTİN'i öldürdükleri evin odasında toprağı kazarak gömerler ve tüm suç delillerini de yok ederler. İşte ihbar bu olaydan iki ay sonra gelir suç mahali kazılır ceset ortaya çıkar…
ARTİN kürkçü esnafıdır, ortalıkta 2 ay yoktur ve bu konuda kayıtlarda bir şey de yoktur.Yani kimse sormamıştır bu adam nerede diye...
Açılan dava ve kayıtlara yansıyan olaya göre MARYEM bu evde aslında fuhuş yaptırmaktadır, yani bugünün deyimiyle "genelev patroniçesidir". Evin kayıtlarda sahibi gözüken MADEROS, MARYEM'in ilk kocasıdır. MARYEM, daha sonra ARTİN ile evlenmiş, sonrada YASEF ile evlenmiş. Kayıtlara göre ARTİN ve YASEF aynı şekilde öldürülüp ortadan kaldırılmış.
Detaya girmeden hikayeyi hızlıca geçeyim: MARYEM hapse girer ancak Ermeni cemaatinin önde gelenlerinden yardım ister. hukuk sitemine göre 2500 kuruş (ki o zaman için küçük bir sermaye) karşılığı para ile hapisten kurtulur. Ancak onu hapisten çıkaranlar 4.000 kuruş karşılığı çıkardıklarını MARYEM'e söylerler.
MARYEM bu parayı ödeyemez ve tekrar konu Kadı önüne gelir. 4000 kuruş değil 2500 kuruş ödemesi gerektiği ifade edilir.
MARYEM hakkında şikayet bununla da kalmaz. Ermeni cemaatinden 11 kişi (hepsinin kayıtlarda ismi var) MARYEM'in Konya'dan sürgün edilmesini talep eden bir dava açarlar. Onlar "MARYEM'in ahlak kötülüğü (su-i hal), kocasını öldürmesi, Fuhuş yaptığı ve yaptırdığı, bu durum nedeniyle Ermeni cemaatini de zor durumda bıraktı" şeklinde beyanda bulunurlar ve "konunun mahallede yaşayan Müslümanlara da sorulmasını" talep ederler.. Ve MARYEM sürgün edilir. (Kayıtlara göre hangi şehre sürgün edildiği belli değildir)
Benden bu kadar. Bu konun detayını ve başka kayıtlara girmiş "sıradan hayatların", "marjinal öykülerini" bu kitaptan okuyun.
Genelde tarihçilerin yazdığı makaleler sıkıcı gelebilir ancak bu kitapta yer alan 15 makaleyi, keyifle, şaşırarak ve bazen de gülerek okuyacaksınız. Kesinlikle sıkılmayacaksınız...