Sabaha karşı yattığım yerden, teknolojinin bir nimeti olan e-kitap okuyucusundan, çıta gibi delikanlı olduğum yeni ergen yıllarıma gittim.
O yıllar, İstanbul'un telefon numaralarının altı haneli olduğu yıllardı. Cebimizde küçüklü büyüklü jeton taşıdığımız, eğer mahallemize bir telefon kulübesi konulmuşsa mutlu olduğumuz yıllardı. Çok mutlu bir azınlıktı evinde telefonu olanlar. O azınlıkta olan eş-dost ile haberleşme, üç çentikli demir jeton ile sağlandığı yıllardı.
Okuma keyfimi borçlu olduğum yazarlardan biriydi Haldun TANER. Günümüzde biz moruklar dışında okuru var mı acaba?. Neyse.
Dün gece onun, "Ölürse Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil" eserine dadandım. Eserin önsözünün giriş kısmını paylaştım. "Artık yaşamayanları" anlatmış ya, ben bu eseri ergenlik yıllarımda okurken Haldun Taner yaşıyordu. "Şimdi yaşamayan" Haldun Taner'i, onun çok eski okuyucusu olan biri olarak, "kubbeme bıraktığı hoş sedası" için saygıyla anıyorum.
Onun cümleleri ile, Sakallı Celal, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Refik Halid Karay, Ahmet Kudsi Tecer, Sait Faik gibi yazarlarımızı yeniden keşfettim.
Yıllar geçmiş unutmuşum bu satırları ama günümüzde Edebiyat Fakültelerinde "okunması tavsiye edilmesi gereken bir hazine" olarak düşünürüm Haldun TANER'i. Acaba tavsiye eden hocalarımız var mı? Bilmiyorum. Ama, tek satır Haldun Taner okumadan, hatta Haldun Taner'den bihaber Edebiyat Fakültelerinden mezun olanları biliyorum.
Gençlerin, üniversitelere "bir şekilde kapağı atmak" için girdiği ve ilgi duymadıkları alanlarda eğitim gördükleri günümüzde bir gerçek. Büyük çoğunluk böyle ne yazık ki, mantar gibi türeyen "uzatılmış lise" den başka bir şey olmayan, TÜİK verilerinde "genç işsizlik oranını" düşürmekten başka hiç bir işe yaramayan bu okullarda "öğretici" olmak da zor.
Bu idealist "öğreticiler" için, "kapağı atmış" öğrencilere bir şey vermeye çalışmanın da işkence olduğunu, bir de diğer bunalımlı öğreticilerin kaprisleri tripleri ile uğraşmanın yük getirdiğini, bir de siyasi arka plan nedeniyle adaletsizliklerin yaşandığı okullarda görev yapmanın ne demek olduğunu da dostlarımdan gözlemliyorum.
Neyse ... Haldun TANER okumak benim için, yeni ergen olduğum dönemde de, moruk olduğum şu sıralarda da hep keyif oldu... Tavsiye ederim her yaştan dostlarıma.