By Hasan Hüseyin Yılmaz on Cumartesi, 17 Ağustos 2019
Category: Şiir

17 AĞUSTOS

Kıyamet vaktiydi sanki Gölcük''te
Yalova,Sakarya hepsi göçükte
Yer sarsılıyordu yedi ölçekte
İç içe girmişti denizle kara
17 Ağustos kapanmaz yara

 Sarsıldı hayatlar enkaza döndü

Göçükler altında ocaklar söndü
Tarifi imkânsız bir kara gündü
Hem nasıl karaydı karadan kara
17 Ağustos kapanmaz yara

Ne temel bıraktı ne binada kat
Yürekleri yaktı acı hakikat
Kimisi yaralı kimisi sakat
Bir daha olmasın böyle manzara
17 Ağustos kapanmaz yara

Anne babasını yitiren oldu
Sokaklar öksüzle yetimle doldu
Enkazlar altında hayatlar soldu
Ortada kaldı hep fakir fukara
17 Ağustos kapanmaz yara

Deprem değil çürük kolonlar yıktı,
Demirden betondan çalanlar yıktı,
İşinde harami olanlar yıktı,
Ne bir iddia bu ne de iftira
17 Ağustos kapanmaz yara

Kurtulan olsa da gülmedi yüzü
Eşini oğlunu aradı gözü
Yüreklere düştü ateşin közü
Kırkbeş saniyede çöktü Marmara
17 Ağustos kapanmaz yara

Hasan Hüseyin YILMAZ
Leave Comments