Takvimlerden yılları indirmek mümkün olsa,
Yine coşkun sel gibi köpürür taşar mıydın?
Hasretin acısını dindirmek mümkün olsa,
Seneler sonra gelen vuslata şaşar mıydın?
Takvimlerden yılları indirmek mümkün olsa,
Yine coşkun sel gibi köpürür taşar mıydın?
Hasretin acısını dindirmek mümkün olsa,
Seneler sonra gelen vuslata şaşar mıydın?
Tekrar aşkla doldurup solumdaki fincanı,
Yine hisseder miydin o tatlı heyecanı?
İkiyi bir etmeye adayıp tatlı canı,
Bir asırlık zamanı bir anda aşar mıydın?
Dudağıma tat verip tenindeki izinden,
Yine yorgun başımı ayırmayıp dizinden.
Aşk incisi çıkarıp sevdanın denizinden,
G/el edince durmadan arkamdan koşar mıydın?
Üşüyen yüreğini yüreğime koyarak,
Yine eskisi gibi kalp sesimi duyarak.
Boşa geçen yılları yaşanmamış sayarak,
Hatıratı silerek akıldan boşar mıydın?
Güzelliği giyinip gökte gülüşen aydan,
Yine ok gibi gelsen ayrılıp gergin yaydan.
Hiç şikâyet etmeden hapsolduğun saraydan,
Kirpikten parmaklığa baktıkça coşar mıydın?
Yoksa koca maziyi kaldırıp tozlu rafa,
Savurup küllerini dört bir yana, etrafa,
Sanki olmamış gibi hayatında Mustafa,
Geçmişe sünger çekip öylece yaşar mıydın?
27.06.2017-Gölbaşı