Son nefesini verirken
Kelime - i şahadet getirdi cennetlik düşlerim
Bir Kerkük ağıdından sonra kıldım namazını
Karabağ ezgileriyle süsledim mezar taşını
Ne yola baktım, nede aydınlığa
20 yıldır aram yok gündüz ile
Güneşin kanatları alıp götürdüğünden beri Başbuğu
Küskünüm gün ışığına
Karanlıktayım, ülkem gibi
Bilemem yutar mı gençliğimi bu zifir
Kafir heveslerin tutsağı ciğerlerim
Soluğum zehir... zehir... zehir...
Düşlerimin düştüğü toprağa
Bir demet isyan bırakıyorum
Eski dostlarım adımı anıyor
Gözü kör sadakat kine, kin dine dönüşüyor
Ve katilin emriyle bir itaatsiz aranıyor!
Kabrinde ağlıyor düşlerim
Bozkurtlar ölmeden dirilmez demişti şair
Sahi gidenler döner mi geri
Bir "Günaydın" ile tan vaktini tekrar selamlar mı Türkeş, Elçibey, Ulu Atatürk
Ölüme de direnebilir mi Osman Batur Han
Yoksa eski türküler midir bahtıma düşen
Bahar tazeliğinde ter temiz türküler
Türkülere saklanmış ülküler... ülküler...
Cocukca hevesler ile kaçmaya çalışıyorum
Yaşadığım zamandan
Sakallarımda ki akların mümessillerini unutarak
Hep belalıdır yazılarım, şiirlerim
haklıyken, doğruyken kalem tutan ellerim
Bildikçe anladım, anladıkça anlattım
Aldandım ey dost
Puşt deviren destanlara aldandım...
Çiller'i, Yılmaz'ı, Erdoğan'ı herkesle beraber tanıdım
Bahçeli'yi herkesten erken
Filozof değilim
Hasmına gülene güvenme derdi dedem
Bir olmuş el oğluyla, yıkacakmış Cumhuriyeti!
İdealizm kaçkını ozanlar
Destanını yazacakmış enkazın
GBT' den yeni çıktım
Sicilim temiz
Alnıma çalınan karayı görmedi polis
Rahat adımlarla yürüyorum düşlerimin kabrine
Yürüyorum... yürüyorum...
Yürüdükçe düne dönüyor gün
Şairin sözü düşüyor aklıma
"BOZKURTLAR DİRİLECEK"
Kutlu dualar ile eşeliyorum
Düşlerimi gömdüğüm toprağı
Güneşin kanatları süzülüyor gözlerimden
Aydınlığa bezeniyor alnıma çalınan kara
Atsız Ata, Son Başbuğ, Elçibey, Osman Batur Han, Ulu Atatürk...
Vur yüreğim vur toprağın bağrına
İnanç ile, azim ile, ülkü ile
Gidenler diyorum
Gidenler kalanlar da can bulmalı
Cumhuriyeti yıkacaklarmış!
Bozkurtlar dirilmeli... Bozkurtlar dirilmeli...
Okan Kilit
Bilemem yutar mı gençliğimi bu zifir
Kafir heveslerin tutsağı ciğerlerim
Soluğum zehir... zehir... zehir...
Düşlerimin düştüğü toprağa
Bir demet isyan bırakıyorum
Eski dostlarım adımı anıyor
Gözü kör sadakat kine, kin dine dönüşüyor
Ve katilin emriyle bir itaatsiz aranıyor!
Kabrinde ağlıyor düşlerim
Bozkurtlar ölmeden dirilmez demişti şair
Sahi gidenler döner mi geri
Bir "Günaydın" ile tan vaktini tekrar selamlar mı Türkeş, Elçibey, Ulu Atatürk
Ölüme de direnebilir mi Osman Batur Han
Yoksa eski türküler midir bahtıma düşen
Bahar tazeliğinde ter temiz türküler
Türkülere saklanmış ülküler... ülküler...
Cocukca hevesler ile kaçmaya çalışıyorum
Yaşadığım zamandan
Sakallarımda ki akların mümessillerini unutarak
Hep belalıdır yazılarım, şiirlerim
haklıyken, doğruyken kalem tutan ellerim
Bildikçe anladım, anladıkça anlattım
Aldandım ey dost
Puşt deviren destanlara aldandım...
Çiller'i, Yılmaz'ı, Erdoğan'ı herkesle beraber tanıdım
Bahçeli'yi herkesten erken
Filozof değilim
Hasmına gülene güvenme derdi dedem
Bir olmuş el oğluyla, yıkacakmış Cumhuriyeti!
İdealizm kaçkını ozanlar
Destanını yazacakmış enkazın
GBT' den yeni çıktım
Sicilim temiz
Alnıma çalınan karayı görmedi polis
Rahat adımlarla yürüyorum düşlerimin kabrine
Yürüyorum... yürüyorum...
Yürüdükçe düne dönüyor gün
Şairin sözü düşüyor aklıma
"BOZKURTLAR DİRİLECEK"
Kutlu dualar ile eşeliyorum
Düşlerimi gömdüğüm toprağı
Güneşin kanatları süzülüyor gözlerimden
Aydınlığa bezeniyor alnıma çalınan kara
Atsız Ata, Son Başbuğ, Elçibey, Osman Batur Han, Ulu Atatürk...
Vur yüreğim vur toprağın bağrına
İnanç ile, azim ile, ülkü ile
Gidenler diyorum
Gidenler kalanlar da can bulmalı
Cumhuriyeti yıkacaklarmış!
Bozkurtlar dirilmeli... Bozkurtlar dirilmeli...
Okan Kilit