Karnı açtır, cebi boş, yine çeker halayı,
Davulcu tokmak vurur, güm güm inler davullar.
Ömür boyu sürerken zenginlerin balayı,
Onların parasına faiz öder yoksullar.
Sofrasında ekmek yok, kilerde ise unu,
Dış güçlerin(!) yüzünden asla dert etmez bunu.
Doğal gazı kesilmiş, bitmiş kömür, odunu,
Bu kış çok zor geçecek(!) gayri yakılır çullar.
Böylesi bir yokluğa dayanamaz dirençler,
Umutları piyango ve zarda şeşler, pençler.
Diploması iş görmez avare gezer gençler,
Ne kadar okusa da boşunadır okullar.
Pudra şekeri iken bir kısmının hobisi,
İnim inim inliyor; esnaf, tüccar, KOBİ'si.
İşler ters gittiğinde, suçlu; faiz lobisi,
Gündüz vakti yapılır memlekette çapullar.
Turp misali sağlamken sahte rapor alarak,
Vatan korumasında en geride kalarak.
"Ya Hakk!" diye ok atıp her gün keyfe dalarak,
Gemileri denizde yüzdürüyor oğullar.
Bu ülkede aldatma din'le olmazsa şayet,
Millet "Açız!" der durur, sona ermez şikâyet.
Her cumadan cumaya sallayınca(!) bir ayet,
Yaratılmış olana tapmaya başlar kullar.
Günah, yasak, lanetli, haramdır deyip faiz,
Senelerdir minberde boşa anlattı vaiz.
Kâr payının ardından devlet hibesi(!) caiz,
Yeter ki ceplerine dolsun paralar pullar.
Doğruyu söyleyince karşı duran çok olur,
Sırtımıza binmeye hayal kuran çok olur.
Bizler eşek oldukça semer vuran çok olur,
Yıllarca hüküm sürer kurtarıcı(!) fodullar.
Sus artık dil konuşma, dur artık yazma kalem,
Bir sensin tasa eden, halinden memnun âlem.
Gün gelir feryatların sonuna konur ünlem,
Gör bak o zaman nasıl toplanıyor bavullar.
B. Melih Emre