Hiç kimseye dur diyemem
Giden gider, kalan kalır.
Bal üretip zıkkım yemem
Giden gider, kalan kalır.
Ovasından, otağından
Dağı taşı, yaprağından
Kendi yurdu, toprağından
Giden gider, kalan kalır.
Başka köye, başka ile
Adım atıp düşsün dile
Sonucunu bile bile
Giden gider, kalan kalır.
Sen ağlarsın, o üzülmez
Düğün olur, yüzü gülmez
Böyleleri kıymet bilmez
Giden gider, kalan kalır.
Yalvaramam, harcım değil
Falım değil, burcum değil
Gitmek benim suçum değil
Giden gider, kalan kalır.
Ne fark eder uzak yakın
Kendi hâline bırakın
Gürül gürül akın akın
Giden gider, kalan kalır.
Kış gününde balayına
Yirmi yılın son ayına
Başkasının sarayına
Giden gider, kalan kalır.
Baş dayandı desen sona
Gayri fayda etmez buna
Elleşmeyin bastonuna
Giden gider, kalan kalır.
Bundan sonra böyle artık
Su bulanık, gemi yatık
Arkasında deri koltuk
Giden gider, kalan kalır.
Bir oyana bir bu yana
Pusu kurdu sana, bana
Bu sözümüz anlayana
Giden gider, kalan kalır.
ENGİN YEŞİLYURT