içtik sonuna kadar
ağlamaklı türkülerin telvesini topladı
ağlamanın yetmeği bir zaman
tahta masan sandalyen çiçeksiz de olsa
saksılar bîhaber bundan
bir de çocuklar giyerler üşüyerek
yalansız eldivenlerin hasını
iyisi mi sen sevgilim
çekme içine kibrin muammasını
bu yoldan devam et bulvar çiçeklerine sor
güzellik onlar için tozlu yol
senin kibrin dağlar kadar diyenlere inat
trenler seslenir dağlara yutkunarak
yankılarda hürriyet
dağların suçu yok
örneğin karıncalar sık sık ezilen
toprağın altında araf
ortası boşluk
bir hoşluk bıraktın mı semaya giderken
üzerinde biz geçmişin zarına yapışmış çocuklar
sevmesek de nereye gitsek utanarak
nereye gitsek ardımızda küflü bir küfür
karşımızda kibir buluruz hep
rengi karaya vuran
arşınlar şaşkınlığımız okyanusları
gözden kayboluruz
şiir okuruz habire şiir nefes almak
çok suladık diye kurduğumuz dünya kurudu
artık kabul et
yoktur dönüp duran pazarlık lunaparklarda
düşse düşse dönme dolaplardan
gülüşler düşer insanın payına
ellerimiz geçici düşlerimiz gerçek
çok yoksunuz güce tapanların cennetinde
kırkayaklar bile haramiyken üstelik
çekme içine sevgili sevgi
niyet çemberinden ikide bir
kibrin muammasını üzülerek
.