hepimizi unuttular
ağacın gülü de bizdik külü de
uzayan bir avazla aklımızdan
ağladığımız türküleri çaldılar
göğüs kafesine saklanmış
onlarca ormanı yaktılar önce
gecenin gözüne ansızın çekildi mil
manzaranın içinde durduk öylece
dizemsizdi bütün yıldızlar
bahardık, düşeyazdık kışa
dökülmemiş diliydik çocukların
kahve tadında kırk yıllık hatır
bilmem kaç şiir doğmadan daha
ölümün ucunda kalmıştır
iniyor ömrün hayal perdesi
geçerken güneş önümüzde
bezeniyor dağlara gölgemiz
mum döküyor zaman, kesif odalar
umut var heybemizde ve uzaklar
âzâde bir mısradır şimdi lâl
susuyorum dudaklarına dünya
geldik ve gidiyoruz, işte bu kadar
aynı kalburda elesinler bizi
zaten hiç anlamadılar.