Farkına varamayıp ortadaki oyunun,
Zekânın bayıldığı nice günleri gördük.
Çobanlar 'Hey!' demeden sürüdeki koyunun,
Yollara koyulduğu nice günleri güldük.
Ağızlar lağım olup bozulunca seciye,
Hitabette, kelamda yere düştü seviye.
Doğruyu söyleyenin 'Terörist budur!' diye;
Âleme yayıldığı nice günleri gördük.
Kanı bozuk olanın bakmadan ederine,
'Badem'ler çöreklendi 'adam'ların yerine.
Çok dualar edilip ABD askerine,
Mehmet'e kıyıldığı nice günleri gördük.
Baş üstünde tutulup 'Maklube'yi yiyenin,
İtilip kakıldığı insan postu giyenin.
Şol sümüklüböceğe 'Hain Fetö' diyenin,
Sırtında kayıldığı nice günleri gördük.
Bizim cepler delindi, onlarda doldu file,
Fakat nasıl olduysa pelesenk oldu dile:
'Van minüt' (One minute) denilerek Siyonist İsrail'e,
Sonradan cayıldığı nice günleri gördük.
Adı 'Açılım!' oldu şerre karşı 'pusma'nın,
On maddelik bildiri ikiziydi 'tasma'nın.
Arabanın camına al bayrağı asmanın,
Tahrikten sayıldığı nice günleri gördük.
Bahsetmedi hocalar; alın teri, emekten,
Yazık ki utanmadı, beyler haram yemekten.
'Ne mutlu bana; Türküm, Türk doğmuşum!' demekten,
Çekince duyulduğu nice günleri gördük.
Sonu gelmez eşeği 'Akil adam' sanmanın,
Kim sırtı sıvazlasa anında inanmanın.
Fetö, Esed, ABD, PYD'ye kanmanın,
Daim '1' sayıldığı nice günleri gördük.
Adeta savaş vardı, sanki mubahtı hile,
Farkına varamadan millet döndü gafile.
Hiç silah kullanmadan karton kutular ile
Milletin soyulduğu nice günleri gördük.
Hâsılı çare yoktur bağrımızdaki derde,
Ayaklar başta gezer, başlar sürünür yerde.
Giyerek kefen diye beyaz dantelli perde,
Ardından tüyüldüğü nice günleri gördük.
Görenler farkındadır elbet hain amelin,
Perdenin ardındaki asıl gizli emelin.
Cumhuriyet isimli bu muhteşem temelin,
Altının oyulduğu nice günleri gördük.
B. Melih EMRE