Suspusken biçâre, zamansız yersiz
Dil nasıl anlatsın dil nasıl bizi?
Mızrabın değdiği sazdan habersiz
Tel nasıl anlatsın tel nasıl bizi?
Kapıyı yabancı çalmışsa artık
Yerlinin yerini almışsa artık
Öykümüz "story" olmuşsa artık
El nasıl anlatsın el nasıl bizi?
Sanırım burada noksanız çokken
Sanırım hepimiz çok açız tokken
Kimsenin dağında rüzgârı yokken
Yel nasıl anlatsın yel nasıl bizi?
Yön vermez pusula, gemimiz batık
Kalbimiz taş gibi, kaşımız çatık
Kuruttuk sevginin kökünü artık
Gül nasıl anlatsın gül nasıl bizi?
Ateşi yok iken dumanı tüten
Tabiri, tarife uymayan neden
Öyle ki sonunda meçhule giden
Yol nasıl anlatsın yol nasıl bizi?
Mevsimler göçüp de kayarken toprak
Tutunmak ister mi el topak topak
Erkenden sararıp kuruyan yaprak
Dal nasıl anlatsın dal nasıl bizi?
Zamanla ovadan sürüyü kovduk
Ölüyü yaşatıp diriyi kovduk
Peteğe girerken arıyı kovduk
Bal nasıl anlatsın bal nasıl bizi?
Ne köyde ne kentte huzura erdik
Uzaktan yakından tavizler verdik
Tabir-i caizse mezara girdik
Hâl nasıl anlatsın hâl nasıl bizi?
"Elveda" diyerek sanki hiç yoktan
Ne başlar geçirdik bomboş sokaktan
Galiba biz bizden gitmişiz çoktan
"Kal" nasıl anlatsın "kal" nasıl bizi?
Engin Yeşilyurt
16 Aralık 2022