çiçeklerimi çaldılar gönül bahçemden
sen bilmezsin...
bir gençlik sığdırdım
ağır aksak şiirlerime
kimisine nergis dedim
kimisine karanfil
her yağmur damlasında
mis kokulu yarınlar düşledim
bu kuraklık... bu kuraklık kader değil
sen bilmezsin, içimi kavuran köy türkülerini
nağmesinde ki yanıklık yokluktan
tandır ekmeğine "Güzel" dermiş çok bilmiş
ocakta kavrulan bir ömür
eller is, eller kömür
adıma şair deme
öfkesiyim gasp edilmiş yılların
kalemim
çoban azığına iliştirilmiş otlu peynir kokar
ve gün gelir diyorum
gün gelir düzeni öykümüz yıkar
yazdığım romantik devrimci bir şiir değildir
romantik hayaller ile savaşılmaz
tek tabanca yaşar töremiz
ölüm kadar gerçek
ülküm kadar tertemiz
bu yalnızlık…
bu yalnızlıkkorkutur beni
oysa "Kahramanlar yalnız ölür" demiş şair
bu yüzden sıradan bir asi bil adımı
ben, İmamoğlu'nun, Önkuzu'nun duruşunu sevdim
küskün gidişini değil
birazdan gece devrilir üzerime
çektiğim tütüne doluşur
baskılar, tehditler, zulümler
korkutur beni bu yalnızlık…
o geceler…
o geceler kaç gündüzü yuttu
el değmemiş baharların özlemine uyandım her sabah
tek korkumuz
Nisan yağmurundan önceki gök gürültüsü olsun istedim
ve yürümek
ıslanarak el ele
sorgusuz, korkusuz
yürümek…
yürümek…
Sen bilmezsin
Seni ne çok sevdiğimi
Okan KİLİT