gecekondu mahallerinden silinir duvar yazıları
kimseler bilmez kimin kimi sevdiğini
suskunlaşır tüm sevdalar
yalnızlığa terk edilir köşe başları
sensizliği kaldıramaz bu şehir
kordon boyunda bira şişesi toplayan bilge
vazgeçer hayatın felsefesinden
ilk kez unutur türküsünün sözlerini
bir ay doğmaz ilk akşamdan geceden
bir tane sohbet konusu çıkmaz, binlerce bilmeceden
sensizliği kaldıramaz bu şehir
Anadolu kırsalından maviye koşan yoksullara
yüz vermez Karşıyaka vapuru
dalgaların gürültüsünde boğulur huzurun sesi
gelin kızlar bile çok görür, bir parça simidi turnalara
ve o şen şakrak Rumeli şarkıları köpürerek vurmaz kıyıya
sabahların neşesi, akşamların efkarı kaçar
Ege'nin yanık türküleri bir otuzbeşliği bile deviremez
sensizliği kaldıramaz bu şehir
İnciraltı'nın meltemine şiir dokumaz gençlerim
gecenin koynundan sıyrılır karanlığın kadim dostları
uykusuz gözleri azarlamaz devriyeler
uzun saçlı serserinin gitarı küser denize
midyeci çocuk erkenden kapatır tezgahını...
gittiğin yoldan ayak izlerini topla da gel
"Ya sen İzmir'sin, ya da İzmir sen" derdim
kendim için bir şey istiyorsam namerdim
sensizliği kaldıramaz bu şehir
Okan Kilit