biz yedi kardeşiz aslında
harlı duraklarında göçebeliğimiz
son sözümüzü sen söyle şeydâ
takılır tuzuna aşına kardeşim
göğsüne zamanın
birdenbire kesilmiş aklına dünyanın
şiiryakan çiçeğidir gecede
kaçırılmış uykusu pervaza
doğduğu yeri kurtarın demişti bütün doğruların
sonsuz uykuma yatmadan önce
ayna
aynı benim gibi siz de
akıyorsunuz boşluğa
-ateşliyor kaynakçı saatleri yıllar sonra
akrebin demirden koynuna
. . .
içimizde gizli ağlayabilmek korkusu
binlerce renk
hevesli çağlayan gülmek
iklim ikindilerden bir demet ama
başka bir zamandan geçmeliydi
kardeşim karanlık sokağın hicivçiçeği
eskiden fikrini çok beyan etti elleri
yıpranmış elleri ısınmış elleri
soğumuş elleri duruyor bak uzakta
beyandan bir şey olmayınca vazgeçti ayna
anlamıyorum aynı ben
aynı boşluk tomurcuk tomurcuk çoğalan
-ateşliyor sonra güneşi deli sarı altın
çingene kulağında parlayan
. . .
günlerin üzerinden dudağını çek
durgun sular
bozulmuş bağlama efkar efkar
parçalanmış haber ortasında
giden her kadının topuk sesine ilişirken şuh karanlık
karın boşluğunda ağrı dağ adı değildi oysa kardeşim
annemin saçına taktığı çiçek
bilerek veya bilmeyerek (?)
şiirde geçen soru işareti
insafımın söz çukuru demek
yüzündeki ben ve ayna
nasıl da alışmışım hayret
-ateşliyor adam kadının sesini suskun bir ıslıkta
çalıyor telefon zilleri şın
inatla
şın
. . .
günleri teyelleyip fesleğen yaprağına
hunharca kokan yurtlar edindi kardeşim
açtı bakir mektupları çiçek
kekeme döngüsünde cezalar
uzarlar kış boyu
neyi var neyi yoksa yaktılar
mektuplar dahil ve kitaplar
elimi ona buladığımdan beri ayna
-ateşliyor alnındaki sıcağı yavrucak
özür dilerim aldığım nefesten
ne olacaksa olacak
. . .
yedimiz birden biz etmeyiz bilirim
benim tatlı havsalam
saydın bitti
saymadın bitti
gerçeğe açılır durur rüzgarda eteği
kardeşim misalçiçeği
vurulur mahpus damlarına
gardiyanın kara kaşlarına kurşuna kurşun
hava ağır matem küs kokar
kudurur yalancıktan sabah yelleri
yenilirdi kirpiğimdeki geceye
şairin çirkin gözleri
-ateşliyor cigarasını bir işçi aynada, merhaba...
dilinin yarısında
pusulasız yol türküleri
"ay batıyor
ay çukuruna ey yolcu
insan olalı beri insan oy..."
bütün illeri gezdirdi tatlı dilleri
sen yine de heybene umutlu bir yaşamak koy...
Mart 2015
Salı