Avustralyalıların "Korkak Abdul" karikatürlerinden sonra Türk ordusu ilk kez bir afişte aşağılanıyor. Ancak bu kez aşağılayanlar Anzak değil Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı…
15 Temmuz Feto darbe girişimin yıl dönümü öncesinde Cumhurbaşkanlığı, anma törenlerinde kullanılmak üzere 4 farklı afiş hazırladı. Afişler Türkiye genelinde billboardlara, metro, tren ve otobüs istasyonlarına asılmaya başlandı.
Afişleri gördüğümde "Bu afişlerin neresinde Feto var" dedim ve bir Türk olarak gururum incindi. Çünkü afişlerde Fetoya dair hiçbir şey göremedim. Gördüğüm tek şey Türk ordusunun aşağılandığıydı.
Afişlerde elinde Türk bayrağı tutan sivil vatandaşlar, çaresizce ağlayan, kendini yenilmiş hisseden erler, tanklar var ve afişin üstünde 15 Temmuz destanı yazıyor.
Türk tarihinin en kanlı olaylarından biri yıldönümünde işte böyle anılacak. Elinde bayrak tutan bir sivil, tank ve ağlayan er.
Bu 3 öğeden hangisi Fetoyu temsil ediyor söyler misiniz?
Vatandaş bizim vatandaşımız… Bayrak bizim bayrağımız… Asker bizim askerimiz… Hiçbiri Fetoya ait değil… Hiçbiri ilk bakışta Fetoyu anlatmıyor…
Peki, neyi anlatıyor?
Sivillerin işgalci bir orduyu yendiğini anlatıyor. Türkiye'yi hiç tanımayan biri bu afişleri görse ağlayan askerlerin işgalci emperyalist bir devletin askerleri olduğunu, elinde bayrak tutan halkın da işgalci orduya karşı vatanlarını kurtararak destan yazdığını zanneder.
Afiş tam bir kurtuluş savaşı afişi…30 Ağustos törenlerinde buna benzer bir afiş hazırlansa günün anlam ve önemine çok uyar. Çünkü 30 Ağustosta Türk milleti genciyle yaşlıysa Yunan ordusuna ve arkasındaki emperyalizme karşı savaştı.
Ancak 15 Temmuz da karşımızda Yunan ordusu yoktu. Türk ordusu üniforması giyen, ordu içine sızmış Fetocular vardı. Yani hain bile olsa karşımızdakilerin üstünde Türk ordusunun üniforması vardı.
Bu kadar hassas, ince çizgide olan bir olayı Türk ordusunun üniformasını giyen çaresiz bir asker resmiyle anmak ne kadar doğrudur?
Türk ordusunun tamamı Fetocu değildir. Bugün doğuda her gün şehit olan askerlerimiz de afişlerde çaresiz gösterilen askerle aynı üniformayı giyiyor.
Şehit anaları, her gün afişte hain olarak gösterilen askerin giydiği üniformaya sarılarak ağlıyor.
Bu vatan için her gün afişte hain olarak gösterilen askerin giydiği üniforma şehit kanına bulanıyor.
Kişiler gelip geçicidir. Önemli olan makamdır. Türk ordusu da Türk milletinin en kutsal kurumlarından biridir.
Çünkü milletin ordusudur. Anadolu'nun dört bir yanından giden Türk milletinin evlatlarının gönüllü olarak savaştığı bir ordudur.
Bu ordu Çanakkale zaferini kazanan ordudur.
Bu ordu Sakarya'yı kazanan ordudur.
Bu ordu, Büyük Taarruzu kazanan ordudur.
Bu ordu, Türk milletinin ırzını, namusunu, bağımsızlığını kurtaran ordudur
Bu ordu, kızlarımızı, eşlerimizi Yunan askerlerinin tecavüzünden kurtaran ordudur.
Bu ordu, tarihi Hun imparatoru Mete han'a kadar dayanan 2200 yıllık bir ordudur.
Bu kadar şanlı ve köklü bir geçmişe sahip Türk ordusu içinden bir grup hain çıktı diye Türk askeri afişlerde yenilmiş, ağlayan çaresizler olarak gösterilemez. Türk askeri ağlamaz. Türk askeri yenilmez.
İlla bir 15 Temmuz afişi hazırlanacaksa Feto'nun ağlayan bir resmi konulabilirdi. Bence çokta güzel olurdu.
Fetonun gazetelerinden, TV kanallarından, şirketlerinden ve darbeci generallerin resimlerinden oluşan bir afişte hazırlanabilirdi
İçinde Feto'yu temsil eden öğelerin olduğu her afiş 15 Temmuzu anma afişi olabilir. Çünkü 15 Temmuzu Türk ordusu değil Feto yaptı. Bu nedenle hazırlanan afişlerde de Feto unsurlarının olması gerekir. Emir kulu erler değil…
Türk ordusunun yükünü çekenler erlerdir. En çok onlar şehit olur. En çok onlar savaşırlar. Komutanları ne emrediyorsa yapmakla yükümlüdürler. 15 Temmuz'da darbeyi yapanlar erler değil o askerleri sokağa çıkartan komutanlardı. Ancak 15 Temmuz afişlerinde darbeci olarak erler gösteriliyor.
Neden darbeci komutanların fotoğrafları yok? Gerçek hainlerin fotoğrafını koyun ki yıllar sonra bile Türk milleti bu hainlerin yüzlerini tanısın. Türk çocuğu vatan hainlerinin yüzlerini unutmasın.
Siyasi afişler, basit posterler değildir. Kuşaklar sonrasına aktarılan, tarihe geçen afişlerdir. Bu yüzden hazırlanırken gelecek kuşaklar düşünülerek hazırlanmalıdır.
50 yıl sonra bu afişleri gören bir çocuk afişten ne anlar söyler misiniz? Ağlayan eri görünce darbeyi fetonun mu yaptığını zanneder? Yoksa Türk ordusunun mu?
İşte asıl önemli olan da budur. Türk ordusunun itibarının gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Türk ordusu yalnız bugün değil yarın da bize lazım olacak.
Gün gelip savaş çıktığında milyonlarca insan evinde yatarken yine Türk ordusu bizler için hayatını feda edecek.
Yarın doğuda yine Türk ordusunun askerleri vatan için şehit olacak…
O halde kimsenin Türk ordusunun şerefini zedelemeye hakkı yoktur. Benim bu yazıyı yazdığım anda bile doğuda Türk askeri vatan için şehit olurken kimsenin o askerlerin maneviyatını bozacak afişler hazırlamaya hakkı yoktur.
Türk ordusu en son 1. Dünya savaşında böyle aşağılanmıştı. Avustralyalılar, Türk askerlerine "Korkak Abdul" diyorlardı ve savaşın başlangıcında çizilen karikatürlerde Türk askeri ezik, korkak, ahmak olarak gösteriliyordu.
Ancak Çanakkale'de "Korkak Abdul" dedikleri Türk askerlerinin nasıl cesur olduğunu gördüler ve savaş sonunda Türk askerine "Johnnie Turk" dediler.
Avustralyalıların "Korkak Abdul" karikatürlerinden sonra Türk ordusu ilk kez bir afişte aşağılanıyor. Ancak bu kez aşağılayanlar Anzak değil Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı…
En çokta canımı acıtan da bu oldu zaten. Biz kendi ordumuza sahip çıkmazsak, Türk ordusunun üniformasının şerefini korumazsak başkası bize neden saygı duysun?