Türk Milliyetçiliğini diğer milliyetçiliklerden farklılaştıran ve diğer milliyetçiliklerle benzeştiren nedir?
Bütün milliyetçilikler aynı içgüdüden beslendikleri için bir birine benzer muhakkak. Milliyetçilik sevgiye dayanır. Bakın "Hayal Edilen Cemaatler"[1] müellifi, Marksist İrlanda Milliyetçisi Benedict Anderson ne diyor:
İlerici kozmopolit entelektüelin(daha ziyade Avrupa'da mı?) milliyetçiliğin neredeyse hastalıklı karakteri, Öteki'ne yönelik korku ve nefreti ve ırkçılıkla yakınlığı üzerinde ısrar ettiği çağımızda, milletlerin sevgi, hatta derin ve fedâkarca sevgi ilham ettiklerini insanlara hatırlatmamız gerekir. Milliyetçiliğin kültür ürünleri— şiir, edebiyat, müzik, plastik sanatlar— bu sevgiyi binlerce farklı biçimde ve üslupta gösterir. Hâlbuki korku ve iğrenme ifade eden milliyetçi ürünler pek enderdir.[1]
……
Gerçek şu ki milliyetçilik tarihî kaderi düşünür, buna karşılık ırkçılık ebedî bulaşmalarla uğraşır. Bu bulaşıklık zamanın başlangıcından bu yana tarihin dışında iğrenç çiftleşmelerden kaynaklanmıştır. Ne pasaportu taşırsalar taşısınlar, hangi dilleri konuşurlarsa konuşsunlar zenciler, görünmez bir katran fırçası sayesinde ebediyen zencidir; İbrahim'in tohumu Yahudiler ebediyen Yahudidir. (Bu yüzden Nazi için Yahudi Alman her zaman bir sahtekârdı.) Irkçılığın rüyaları aslında millet değil sınıf ideolojilerinden kaynaklanır: Öncelikle hükmedenlerin ilâhi yetki iddialarından, aristokrasilerin ‚mavi' veya ‚beyaz' kanlılığından ve aile asaletinden. O yüzden ırkçılığın babasının bir küçük burjuva milliyetçisi olmaması, tam aksine, Gobineau Kontu Joseph Arthur olması sürpriz değildir.[2]
Diğer milliyetçiliklere gelince… "Diğer" çok geniş bir terim. Hangi diğer? Çin? Hint? Rus? Afrika? Meksika? ABD? Bu saydıklarımın ve yüzlerce saymadıklarımın milliyetçilikleri var. Onların da birçok tarafı bir birine benzer, birçok yönden de farklıdırlar. Hadi müsaade edin ben soruyu biraz daraltayım ve Batı Dünyası'ndaki milliyetçilikle Türk Milliyetçiliği'nin farkları üzerinde durayım.
Aslında Anderson'un yukarıda verdiğim ikinci alıntısında "diğer"in farkı da gizlidir. Batı fikir dünyası uzun ve etkili bir ırkçı dönem geçirmiştir. Bu etkinin bütün bütün kaybolduğu bugün dahi söylenemez. Irkçılık, bilhassa birinci liberal emperyalizm döneminde batı fikir ve bilim dünyasına hâkimdir, pozitif bir gerçek olarak kabul edilmektedir. Köle ticaretini de, emperyalist davranışı da haklı gösteren temel fikir ırkçılıktır. "Yukarıdakiler-Aşağıdakiler" sınıf farklılığının dayandığı temel düşünce de ırkçılıktır. Hitler emperyalist ırkçılığın başladığı nokta değildir; bittiği noktaya – inşallah— daha yakındır ama hâlâ sonda değiliz.
Dolayısıyla emperyalist ve sınıflı toplum milliyetçiliklerinde bugün de ırkçı izler vardır. Türk Milliyetçiliği Türklük sevgisine dayanır; şu veya bu millete veya etniye duyduğumuz nefrete değil. Dündar Taşer'in "Bizim milliyetçiliğimiz, kendimizi büyük görmemizdendir; onların milliyetçiliği başkalarını küçük görmelerindendir" sözlerinden bu hâli sezdiğini düşünebiliriz.
Türk Milliyetçiliği dışlayıcı değil, birleştiricidir. Diğerlerine karşı saygılıdır. Dünyanın her kıtasında asırlarca hüküm süren devletler kurması bundandır. Kompleksi yoktur. Anadolu'daki bin yıllık hayatımızda, burada yaşayan insanları dışlamadan birlikte yaşamamız, bizden önceki eserleri muhafaza etmemiz, rahatça kullanmamız bunun delillerindendir. Buna karşılık Türk Devleti Balkanlar ve Avrupa'dan çekilince sadece eserlerimiz değil, bütün insanlarımız da hunharca yok edildi. Çünkü batı milliyetçiliği dışlayıcılığı, ırkçılığı ve kompleksi atamamıştır.
Bugün, ülkemizde görülen bazı etnikçi,ırkçı ve bölücü eğilimler batıdan ithal edilmektedir, kabulü mümkün değildir.