Yukarıda paylaştığım twitter'dan alınma birkaç fotoğraf Fethullahçı Terör Örgütü suçlamasından tahliye edilenlerin fotoğrafları.
Tüm tahliye edilenler Fetö üyesi mi bilinmez ancak ilk akla gelen fotoğrafını paylaştığım isimlerin hain Fethullah Gülen'in izinden giden isimler olduğu bu tweetlerde sabit.
Elbette haksız yere itham edilen kişiler varsa adalet mekanizması tahliye eder, görevi budur ancak bu kadar açık ifadelerde bulunanların tahliye edilmesi halk nazarında bir güvensizlik yaratıyor.
(Bu yazının kaleme alındığı sıralarda tahliye edilenlerden bir kısmına tekrar gözaltı kararı çıktı, ancak bu karar sonucunda ne yaşanacak henüz bir bilgi yok)
Son dönemde yandaş kanallarda bir çok gazeteci 15 Temmuz Hain Darbe girişiminin içerisinde çok sayıda Atatürkçü subay olduğunu söylemenin derdine düşmüş halde.
Sürekli Atatürkçü subaylar, isimler vurgusu ile Fethullahçı Hain Darbe girişimi Atatürk izinden giden insanlarla bir araya getirilmeye çalışılıyor.
Üzerine bugünkü tahliyeleri de görünce elbette akla karanlık zihinlerin, karanlık projeleri gelmekte.
Üstelik bundan bir süre önce Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet Takan'ın 'Başkent Kulislerinde İki Şok İddia' yazısında geçen
"Hakan Fidan, Katar ziyaretlerinde Fethullah Gülen cemaatinden bazı isimlerle bir araya geliyor, barış görüşmeleri yapılıyor." Cümlesi ve yazının devamındaki ayrıntılar da iddiaların daha fazla üzerine gidilmesi gerektiğini düşündürmekte.
Başkent kulislerinden iki şok iddia... - Ahmet TAKAN
Hain darbe girişimi sonrasında tv kanallarında kendilerine yorum yapma fırsatı sunulan geçmişin askeri kumpas mağduru onurlu subaylarının tv kanallarında kendi inandıklarından hiç taviz vermeden yaptığı konuşmalar,referandum için Hayır panelleri düzenlemeleri ve Atatürkçü dik duruşları sebebiyle hükümet yandaşı Rasim Ozan Kütahyalı gibi ruhu kararmış tipler tarafından tekrar yazılı,sözlü saldırıya uğramaları ülkenin ekseninin farklı bir yöne doğru çekilmek istendiğinin açık bir göstergesi gibi.
Bir çok Fethullah maşasının ''Darbe girişiminde cemaatten isimler olabilir bu cemaatin bu işi yaptığını göstermez'' konulu açıklamaları.Bir çok ülkenin Fethullah Gülen'i net olarak suçlu bulmamaları durumu ve Fethullah maşalarının en sıkıntılı günlerinde kafalarını kuma gömerken yeniden kabarmaya başlamaları bizi belli başlı karanlık senaryoları düşünmeye zorluyor.
Bunlardan biri yapılacak açıklamalarla Fetö yapılanmasının tamamının Darbe tezgahında olmadığı,hatta üsttekilerin bir kısmının buna şiddetle karşı çıktığı ancak söz dinlemeyen bir klik tarafından gerçekleştirildiği Atatürkçü subayların örgütlü olarak buna destek olduğu hayali senaryo.Bu senaryo vesilesi az sayıda fetöcü suçlanarak kalanların kurtarılabileceği bir alan yaratılabilir.
İkinci karanlık senaryo ise bakın sistemde hala Fetöcüler var ve tahliye kararları çıkıyor referandum sonucu EVET çıkmazsa bu iş bir türlü temizlenemez zaten hain Atatürkçü,Milliyetçi kesim biliyorsunuz HAYIR demekte bunlar fetö ile ilişkili senaryosu.
Arnavutların yazılışını yanlış hatırlamıyorsam kısa bir özlü sözleri vardır.
Mut me mut.Hemen hemen ''biri bok öteki de bok'' gibi bir manaya gelir.
Bu iki senaryonun da özü kahpelikten ve dışkıdan ibarettir.
Darbe sonrası Atatürk portrelerine ve demokrasi birleştiriciliği nutuklarına sarılan kesimin kısa bir süre sonra özüne döndüğü ortada.
Türkiye Cumhuriyeti'nin her zorlu döneminde acısını yaşamış,topun ucunda bırakılmış yapılan yanlışlara muhalif Türk Milliyetçileri,Atatürkçüler,vatanseverler yine kirli tezgahlarla suçlanmaya çalışılacak gibi görünüyor.
Bu alışılmadık bir durum değil.
Lakin kimse unutmamalıdır ki bu ülkenin iyi gününde,kötü gününde bu ülkenin gelişmesi ve ayakta kalması için çalışan,maddi ve manevi emek harcayan,gerekirse özgürlüğünden gerekirse canından olan bu ülkenin Milliyetçi,Atatürkçü,vatansever evlatlarıdır.
Vatanseverlere yapılan her mesnetsiz iftira sahibi bu ülkenin düşmanıdır.
Herkes aklını başına devşirmelidir.
Saygılarımla
Emrah Birgül