Adam suçlu suçu belli mahkemeye çıkartılır. Hâkim karar verir ve kalemi kırılır.
Infaz günü yaklaşır. Kral ve veziri idam mahkumumu yanlarına çağırır.
Kral;
"Söyle bakalım yarın idam cezan infaz edilecek sana dünyada istediğin üç şeyi yapma hakkı veriyorum."
Mahkum sakince;
"Vezirin hanımıyla birlikte olmama izin verin" der.
Vezir şaşkın. Kemkum eder koca vezir. Lakin emir padişahtan ne yapsın. Yutkunur sessizce
" tamam" der.
Bir gün sonra kral mahkuma ikinci isteğini sorar.
Mahkum kraliçe ile birlikte olmak istediğini söyler bu sefer. Kral ne yapsın. Bir kere söz verdi. Kızarır bozarır lakin sözünü yutmak da işine gelmez. " tamam" der.
Ve bir gün daha geçer.
Üçüncü gün artık isteyecek ne kaldı ki diyerek mahkumu kralın makamına çağırırlar.
Artık mahkumun üçüncü isteği sorulacak.
Mahkum söyle bir vezire döner bakar ardından krala bakmaya başlar. Durumun vahametini fark eden kral vezire döner;
" bu mahkumun suçu neydi?" der. Vezir soruya balıklama dalar;
" vallahi bir suçu yoktu kralım ben birşey görmedim duymadım siz gördünüz mü?"
Kral " inan ben de görmedim duymadım bu adam sucsuz" der.
Barzani Kerkük'te nüfus kayıtlarını tapu kayıtlarını siliyor uyanın derken bize gülenler buyurun şimdi ne yapacaksınız?
Hemen öyle büyük devlet ayaklarına yatmayın sakın. At ve Üsküdar meselesi oldu artık.
Heyttt beşbin kişi hazır demeyle de bu iş olmaz muhteremler.
Adamın eline verdiniz pasaportu şimdi yırtsanız yırtınsanız ne fayda?
Adama son üç isteğini soruyorsunuz galiba bu kadar efelenmenin ardında.
Ne diyecek adam?
Tamam özür dilerim refarandum iptal mi diyecek yani?
Geçiniz beyler.
Buyurun bir özerk kürdistan buyurun iki bağımsız kürdistan buyurun üç Turkiye'de topraklarımız var.
Adamın gözü bu topraklarda uyanın.
Büyük israil için kapı gerek.
Neyi verirseniz verin durmaz doymaz ipi ucu kaçtı bir kere…
Sen derdine yan Anadolu…
Sen yüreğinle ağla Kerkük.
Doğan Ay