Otur oturduğun yerde sana mı düştü köyün muhtarı olmak. Hem senin ne haddine. Haddini bil be Hasan emmi kendini bil.
Bizlerde tutturduk Hasan EMMİ muhtar olacak köyün başına geçecek diye.
Hiç düşünmedik Kezban Yenge bile muhtar oldu bizim Hasan Emmi'den tık yok neden diye?
Bu Hasan Emmi var ya bu Hasan Emmi bizi kandırmış yıllarca muhtar olacağım diye.
Bu günlerde Hasan Emmi'ye garip bir şeyler oldu.
Muhtar olmaktan vazgeçti birden bire. Aza mı olmaya karar verdi yoksa?
Hasan Emmi yıllardır bu köylüye niye eziyet ettin be? Yıllardır niye yollara döktün bizi?
Ah Hasan Emmi ah. Hani bir söz vardır bilirsin " öküz ayağı olmaktan buzağı başı olmak yegdir" diye. Niye tutturdun öküz ayağı olacağım diye? Ah Hasan Emmi ah...
Sana yıllarca güvendi bu gariban köylü. Niye yarı yolda bıraktın bizim köylüleri?
Oysa ne hayalleri vardı bizim köyün. Hani diğer köylerde bir araya gelecektir. Tarım kentleri kuracaktik daha. Kardeş köylerle birleşip ekonomik güç olacaktık. Milli bir köy kuracaktık elele verip.
Ah be Hasan Emmi kırdın döktün köyün yiğitlerini. Küstürdün ölümü birlikte göğüsleyen köyün sevdalılarını.
Olmadı Hasan Emmi olmadı. Muhtar adayı bile olamayacaksın bir daha bizim köye.
Niye acele ettin ki Hasan Emmi? Ne kalmıştı şunun şurasında tekrar değişmez hatta değiştirilmesi dahi teklif edilemez muhtar adaylığına? Ne değişti birden bire?
Ne oldu da köyü bırakıp başka köye yerleşmeye niyetlendin?
Ah Hasan Emmi ah.
Bak Kezban Yenge gibi olamadın gitti. Oysa herşey ne güzel gidiyordu sizin için. Oturup ahkam kesiyorduk birbirimize.
Hayaller kurardık köyümüz için.
Madem niyetin yoktu Muhtar olmaya niye üzdün köyü?
Ne güzel gidiyordu "önce köyüm " sözü de tam tutmuştu hani.
Neyse Hasan Emmi buraya kadarmış yolculuğumuz.
Ah Hasan Emmi ah yıktın perdeyi eyledin viran...
Doğan Ay