By Okan Kilit on Salı, 13 Eylül 2022
Category: Siyaset

AKŞENER - VAHDETTİN - 69 KONGRESİ - ATSIZ

​Nihayet Vahdettin polemiğine Akşener'de dahil olmuş.


Şahsen ben Akşener'in "Gereksiz bir konuşmaydı, Atatürk'ün sözleri hüküm cümlesi gibi kullanıldı." sözlerine şaşırmadım. Yine muhafazakar seçmene oynuyor.

Zaten sürekli bir yerlere oynadığımız için aydın, Atatürkçü bir Milliyetçi camia yaratamadık.

Yoksa İnkılap Tarihi okuyan Akşener'in Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'unu okumama ihtimali var mı? Zira orada Vahdettin hakkında bolca hüküm cümlesi var. Ne yapsın Akşener'de iki ara bir derede kaldı.

İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz? Kurtuluş savaşı yıllarında Vahdettin'e, hatta onun öncesinde Abdülhamid'e karşı tavır alanlara Milliyetçi denilirdi. Bu tavrın öncülerinden birisi biliyorsunuz Ziya Gökalp. Gökalp'e göre Abdülhamid kötüydü, Vahdettin ise bin beteriydi. Bakın bir şiirinde Gökalp Atatürk'ten nasıl bir ricada bulunmuş:

Sürümüzde bir kurt çoban kalmasın,
Tepemizde gizli düşman kalmasın;
Düşmanların dostu hakan kalmasın:
Kurtar bizi bu yaldızlı yılandan!

Abdülhamid gerçi Kızıl Sultan'dı,
Buna nisbet yine o bir insandı..
Çok masûmlar Fetvâ'sına aldandı:
Kurtar bizi artık Kara Sultan'dan!

Evet, o yıllarda Milliyetçi tavır buydu!

Peki sonra ne oldu da Milliyetçilik terimi Atatürk'ten uzaklaşıp Osmanlıcığın savunuculuğu haline geldi?

Şimdi çoğu kimse diyecek ki, işte 69 MHP kongresinde ümmetçiler galip geldi Osmanlıcı olduk! Kanıtları ise bir paragraflık gazete küpürü. Ama önlerinde duran koskoca kitaplara, dergilere bakan yok. Yani 69 kongresi işin hikaye kısmı.

Türk Milliyetçiliğini Atatürkçülüğün karşısına konumlandırıp Osmanlıcığa eviren Ziya Gökalp'lerin kuşağından sonra Milliyetçiliğin önderliğine soyunan Nihal Atsız ve Cevat Rıfat Atilhan'dır.

Düşünün birden bire Gökalp'in "Kızıl Sultan" dediği Abdülhamid "Gök Sultan", "Kara Sultan" dediği Vahdettin ise iftiraya uğrayan mazlum padişah olup çıkıvermiş!

"Akşener iki ara bir derede kalmış" derken kast ettiğim buydu. Çünkü tabanının büyük çoğunluğunu oluşturan Milliyetçiler yıllardır iki ara bir derede kalmış durumda!

Peki sıkışmışlıktan nasıl çıkılır? Çıkış yolu gayet basit, net olacaksınız.

Mesela şu hikaye bugünlerde yine çokça anlatılıyor, yok efendim neymiş Vahdettin Samsun'a giderken Atatürk'e Kurtuluş Savaşını başlatması için 40.000 altın vermiş. Bu hikayeyi ortaya atan kişi Nihal Atsız.

Şimdi kendi kendinize şunu söylemeye çalışın "Atsız burada yalan söylemiş.". Bakın bu çok önemli, bunu söylediğiniz an, çıkışa biraz olsun yaklaştınız demektir. Bu örnekler çoğaltılabilir, bu yüzden yorum bölümüne Atsız'ın Atatürk'ü öven bir kaç cümlesini boşuna yazmayın. Zira şu an karşımda "Dalkavuklar Gecesi" isminde bir kitap duruyor ve ben o mevzuya girmiyorum bile.

Zaten burada mevzu Atsız değil, mevzu birilerinin ululaştırılrak gençlerin önüne bir set gibi konması.

Tarihi Atsız'dan okuyan bir genç Atatürkçü olur mu? Bunun imkanı var mı? Ya Atsız'ı Atatürk'e benzetmeye çalışır, yada Atatürk'ü Atsız'a benzetmeye çalışır. Veya bir taraftan Rıza Nur anması yapan, diğer taraftan Atatürk resimleri paylaşan garip garip tipler ortaya çıkar.

Akşener'den bahsettiğim için bu yazı İYİ Partiye yönelik bir eleştiri yazısı gibi algılanabilir. Kesinlikle öyle değil. Bu yazıyı pekala Zafer Partili arkadaşlarda üzerine alınabilir.

Yazımızı bir Atasözü ile bitirelim "Dost acı söyler."

Okan Kilit

Related Posts

Leave Comments