Anlaşılmamasına Binaen Tekrardır
Kurulan partinin kuruluş gerekçesi aynen şöyledir.
...
Böyle giderse; yani Devlet Bahçeli-Erdoğan ittifakı devam ederse artık eski sisteme dönebilmenin mümkün olmayacağı gibi MHP'nin Erdoğan'ı desteklemek dışında bir düşüncesinin (Güçlü emarelerden de anlaşılacağı üzere) olmadığını; devam ettirdiği iç siyasetten anlıyoruz ki yoktur; 2019 seçimlerinde de bunun fiilen devam edeceğini görüyoruz.
...
''Değişimci'' Türk milliyetçileri olarak düşünüyoruz ki; eğer 2019 da Erdoğan tekrar Cumhurbaşkanı seçilirse bu devlet Türk devleti olmaktan öte her şey olabileceği; başka bir yapıda devlet haline evrilebileceği; devlet ve millet tanımının dahi değişeceğine neredeyse kesin gözüyle bakıyoruz.
...
15 senedir cumhuriyet değerleri ve kazanımlarından intikam almaya yönelik bir yönetim anlayışı devam ediyor. Fetö ile mücadele devletin ve milletin bekası için değil adeta Erdoğan'ın şahsi intikam mücadelesi haline gelmiş olması her geçen gün ülkede zafiyete ve kaosa neden olmakta. İşte tüm bunları dikkate alan ''Değişimci Türk milliyetçileri'' olarak tek başımıza bu korkularımıza karşı yeterli güveni sağlamak için mevcudiyetimiz yeterli olamayacağına göre ve de MHP'nin de böyle bir endişe taşıyıp, önlem almaya yönelik bir düşüncesi olmadığına göre; ana omurgasını Türk milliyetçilerinin oluşturduğu, aynı zamanda milli çizgide olan, vatan ve millet sevgisinden şüphe duyulmayan değişik siyasal görüş ve düşüncede olan saygın insanların da olabileceği yapılanma ile partileşme sürecince gidildi.
...
Eğer bütün kurucu üyelerin ülkücü olmalarına dikkat edilecek olunsaydı; o zaman parti kurmaya ne gerek vardı ki; MHP de yönetimi ele geçirmeye çalışmak daha pratik çözüm olurdu ama zaman çok dardı. Yönetime gelinmiş olsa bile bu sefer de yeni yönetim kurumsal kimlik MHP adına 2019 da eski sisteme döneceğiz diye nasıl çalışıp milleti ikna edebilecekti. Millet o zaman demeyecek mi ''Madem ki eski sisteme dönecektiniz, öyleyse referandumda niçin ''Evet'' dediniz demeyecek mi. O zaman ''Devlet Bahçeli bize zorla evet dedirtti'' mi diyeceğiz.
...
Türk milliyetçileri artık şuna karar verecekler; ya yeni partiye destek olup, etrafında kenetlenerek ''Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme dönmek'' üzerine propagandasını yapacak, 2019 seçimlerine böyle hazırlanacaklar; ya da; MHP şemsiyesi altında tek adam rejimine devam etmek için yine Devlet Bahçeli liderliğinde Recep Tayyip Erdoğan'ın 2019 seçimlerinde tekrar kazanması içim çalışacaklar.
...
Benim için yeni partinin kuruluş amacının en geçerli gerekçesi 2019 seçimlerinde Erdoğan'ı tekrar cumhurbaşkanı seçtirmemek ve ''Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme'' dönmenin öncüsü olan bir adayı desteklemektir.
...
Dolayısıyla Türk milliyetçileri ilk önce ''Partili tek adamlı cumhurbaşkanlığı sistemi''ni mi; yoksa ''Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem''i mi tercih edecek; bunun kararını verdikten sonra yeni partinin saflarında olmaya veya olmamaya karar vermek durumundadır.
...
Kesinlikle MHP'nin muadili bir partinin kurulması söz konusu değildir.
Meselenin aslı da; astarı da budur.
Duygusallığı ve Sadakat Duvarını Aşmak
MHP kurulduğundan beridir, özellikle son yirmi yıldır bir "Umut" olarak millete takdim edilirken; aynı zamanda iradesini gasp edip, bir yerlere çelik halatlarla bağlayıp, ''Kıpraşmasına'' dahi müsaade etmeyenlerin yüzündendir ki; bu "umuda sevdanın" körelttiği akıl, fikir ve iz'anımız hiç umulmadık felaketlere aldı götürdü hepimizi; milletimizi de ülkemizi de.
...
İşte Türk milliyetçilerinin bu anlamdaki iradesinin gasp edilmişliğine isyanın neticesidir yeni partinin kurulması.
...
Hala MHP'nin tarihi geçmişinden kendisine nüfuz edip gelen her MHP'linin iliklerine kadar bütünleştiği; günlük yaşamında varlığını, etkisini üzerinde hissetmediği bir anı dahi olmayan ''Halden'' bir başka hale evrilme, yani duygusal kopuş elbette çok zor ama bunu başarıp, yeni parti etrafında bütünleşmek durumundayız. Şahsen bu beyhude duygusal ve sadakat duvarını aştım, çok da rahatladım. Bunda en çok kuvvet aldığım motivasyon kaynağım da yarınlara dair taşıdığım endişelerimdir.
...
Tekrar ediyorum ki duygusal kopuşu başarıp, mantıklı sürece evrilmek durumundayız. Devletimizin ve milletimizin bekası için bunu başarmak zorundayız; zira size kesinlikle ifade etmek isterim ki; 94 yıllık cumhuriyetin değer ve kazanımlarına dair hiç bir şey kalmayacak. Kadir Mısıroğlu Atatürk'ün heykellerini kastederek ne diyor; "Heykellerin köpek leşi gibi sürüklendiğini göreceksiniz". Peki o meczup bu cür'eti nereden alıyor; yarınlarına dair umut ve beklentilerinden değil mi; buna da güç veren siyasi iktidar değil mi.
Mehmet Soral
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.