Uzun zamandan beridir yazmıyordum. Yazamamamın bir kaç nedeni vardı.
Her şeyden önce yazabilmek için insanda biraz keyif olması gerek.
Hele hele Türkiye gibi bir Ülke ile ilgili yazı yazacaksan, sana istemediğin kadar konu var.
Siyasilerden tut, vatandaşın aymazlığına kadar kıyamet kadar konu da var, sebep de var.
Benim bugünki yazımda asıl değinmek istediğim konu hiç de öyle ne Türkiye, ne de siyasilerin vurdum duymazlığı olacak. Benim bugünki yazacağım konu içimi yakan, burnumun direğini sızlatan ülkücünün ülkücüye kıyması...
Bizim kuşak çok badireler atlattı. Yılmadık, yıldıramadılar ve bildiğimiz, inandığımız ülkü yolunda inançla, imanla yürüdük. Her çıkan zorluk karşısında kentlendik. Kentlendikçe ümitler daha fazla yeşerdi, hedef daha çok yakın oldu. Ama bu birlikteliğin ve bu inanmışlığın vermiş olduğu güven birilerini kudurttu adeta. Ülkücüleri 12 Eylül hareketi ile yok etmeye çalışan mihrakların uykuları hala kaçmaya devam ediyor. Emperyalist güçler rahat uyumak için çareyi buldu. Çare belli; Ülkücüyü ülkücüye kırdırma taktiği. Senaryo yazıldı ve oyun vizyona girdi.
Önce ülkücü gazeteci avına çıkıldı ve ülkücü gazeteciler pusulara düşürüldüler...
Saldırılar dozunu artırarak devam etti. Sonra Ülkü Ocakları eski genel başkanları saldırıya uğradı. Ülkücü hareketin tarihinde hiç de görülmeyen, hiç de alışık olmadığımız şeyler yaşamaya başladık. Görülmüş şey değil eski genel başkanlara saldırıp dövmek...
Ama bazı şerefsizlikleri içimiz acıyarak, yüreğimiz kanayarak yaşayarak görüyoruz.
En son bugün Türkeş'in oğlu Ahmet Kutalmış, Türkeş Vakfı'nın öncülüğünde, Türkeşin 104. yaş gününü kutlamak istedi. Gel gör ki birileri yasak kotasını koydu. MHP Ankara il başkanı muhterem, anma toplantısını yapamazsınız demiş. Yasaklamak isteyen kim? MHP Ankara il başkanı..
Peki yapmak isteyen kim? Türkeş vakfı. Yani yasal olan bir vakıf ve kişi olarak Türkeş'in küçük oğlu Ahmet Kutalmış...
Dünyada bana böylesine despot bir davranıştan daha aptalca bir şey gösteremezsiniz. Adam babasının doğum gününü kutlamak istiyor ve birileri çıkıyor yapamazsınız diyor. Tabiki durum vahametle son buluyor.
Kendilerini Ülkü Ocaklarından olduğunu söyleyen elli kişilik bir gurup salona girerek doğrudan protokola yönelerek protokolde oturanlara tekme tokat saldırıyorlar. Ağız burun kırmalar ve dökülen kan...
Anma gününü sabote eden eşkiya sürüsü...
Kendini Türkmen beyi zanneden ülkücü düşmanı adam, kendisinin ilk genel başkan olduğu günlerdeki, söylediği sözleri unuttu galiba. Ne demişti bu"Beka" bekçisi Türkmen beyi "Ülkücü sokakların karanlık dehlizlerinde değil, elinde bilgisayar olacak..."
Nerede kendince özlemini duyduğun o eli bilgisayarlı gençlik?
Bence sen sadece kendince yeni bir şehir eşkiyası tiplemesi oluşturdun ve beynini yıkadığın bu Anadolu delikanlılarını ülkücülük adına ülkücü avına çıkardın. Maalesef şimdi o sokaklarda değil, nezih salonlarda senin gönderdiğin eşkiyalar kan döküyor. Dökülen kan Ülkücü kanı kanı, döken ülkücü...
Geldiğin günden beri ülkücüler üzerinde ağır bir yük oldun. Ülkücülerin birbirini sevmeleri yerine, hep kutuplaşmayı öğütledin. Hedeflerimiz arasında hiç düşünmediğimiz şeyler seninle oldu. Ülkücünün ülkücüye hasmane olması ve düşmanca davranması seninle oldu...
Yeter artık bunca zulüm...
Yeter artık Ülkücülerin bir birni hasım görmeleri...
Biz biliyoruz sen bizi bitirmeyi kendine şiar edindin, ama biz şehitlerimiz adına ant içtik mücadelye devam. Yılmak yok ve ölen kadar bu kutsal Davaya kıyanlara karşı mücadeleye devam.
Değerli Ülkücüler kıymayın bir binize. Yazık ediyorsunuz bu mazisi şereflerle dolu harekete. Mazisi şehit ve gazilerle dolu olan bu hareket leke sürmeyin, kanla kirletmeyin. Allah aşkına herkes çocuklarına, çevresineanlatsın. Anlatsınlar bizim içimizde hainler var ve bu hainler bizi kırmaya, yok etmeye yeminli. Hemi de bunlar bize benzeyen ama bizden olmayan cibilliyetsiz, kanı bozuklardır.
Bu muhterem barajı aşamayacağını görüyor. MHP de ülkücü kalmadı ve gittikçe hırçınlaşmakta. Bunun içindirki onun için av mevsimi başladı....
Bilinsinki artık av olmayacağız. Sizin maskenizi her ortamda anlatarak, o çirkef yüzünüzü ve karanlık emellerinizi ifşa edeceğiz.
Hakkım ülkücü olan herkese helal. Bir kişiye hakkım helal değil. Çünkü o bizi kendi değirmeninde öğütmeye devam ediyor. Onun öğüdü ile Ülkücüye saldıranlarıda Allaha havale ediyorum.
Haki Korkmaz
Stockholm.