Günümüz Türkçülük kavramını incelediğim zaman doğal olarak farklı tanımlamalar, farklı yöntemler, farklı anlayışlar görüyorum.
Peki bu yanlış bir şey midir?
Elbette hayır herkes benim düşündüğüm gibi düşünse benim fikrim nasıl gelişebilecek?
Geçmişte de böyle olmamış mıdır?Herkes fikrini beyan etmiş, o fikirler üzerinden bir bütünlüğe ulaşılmıştır.
Düşünsenize bir meclis var ve herkes birbirinin her kararını onaylıyor.O zaman meclis olmasının anlamı nedir?
Herkes kendi inandığı yoldan fikrini savunmalı ancak ortak bir paydada buluşulması gerektiği anlaşılmalıdır.
Peki nedir bu ortak payda Türk Milleti'nin kendi ilerlemesini tamamlayıp dünyada söz sahibi olması gerektiği...
Ben gerçek ve samimi bir niyetle Türk Milleti'nin hakkını savunan herkesin çalışmalarını değerli buluyorum.
Türk'e düşman olana da düşmanlığımı belli etmekten onur duyuyorum.
Bunlar benim nazariyetimde nettir.
Bunun dışında Türk Milleti'nin dünyada varlığı onurlandırmak isteyen herkes kendi yöntemleriyle ilerlemekte hürdür ve ben bu hürlüğü şahsi nazarımca takdir ederim.
Biz dünyayı seviyoruz, ancak Türklerin yok sayıldığı bir dünya mı?
İşte o anlayış bizim düşman anlayışımızdır.
Türkler'in Türklük ve İnsanlık çatısı altında değil de X ya da Y diye anıldığı bir dünya mı?
İşte o anlayış bize uzak anlayıştır.
Samimiyetle ''Türklük'' kavramından bahseden herkes yöntem olarak uyuşmasak da bir hedefte buluştuklarımızdır.
***Aramıza yıllarca nifak tohumları soktular...
Biz bu Milleti söz sahibi yapmanın mücadelesini vermeliyiz.
Kadim Türk Milleti uyanıyor, uyanmakla kalmıyor gerçekliğine koşuyor.
Bizim ''meclisimiz'' , dünya meclisleri arasına girsin ondan sonra fikir farklılıklarımızı yine bizim ''MECLİSİMİZ'' içerisinde tartışırız.
Bir masa düşünün orada konular tartışılıyor, oysa siz o masada oturmuyorsunuz o zaman o masada ne gibi sözünüz olabilir?
Ya masayı yıkacaksınız, ya masada sözlerinizin değer bulması için o masada yer alacaksınız.
İki türlü de ''güçlenmeniz'' gerekir.
Yoksa uzak bir noktadan masanın duymayacağı şekilde masaya haykırır dururuz..
Kendini Türk Milleti'nin bir evladı gören her bireye sesleniştir.
Biz geçmişimize sahip çıkarkan şimdiyi değerli bulmaz ve geleceğin planlamasını yapmazsak, geçmişte yapılan ayrışmaların sonuçlarından bir ders çıkarmazsak bizim gibi Kadim bir Medeniyeti doğru noktaya taşıyamayız.
En içten sevgi ve saygılarımla...
Emrah Birgül
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Önemli Not: Bu ve benzeri yazıları sosyal medya hesaplarınız ve diğer tüm alanlardan yaymanız fikirlerimizin ilerlemesine büyük katkı sağlayacaktır.