BIR PAYLAŞIM ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Yıl 1983. Darbeden sonra Türkiye ilk genel seçimlere gidiyor. Üç siyasi partinin seçimlere girmesi gerektiğine darbenin mimarları karar vermiş. Seçimler anap,hp ve mdp arasında yapılacak.
Rahmetli dayım anap'ın kurucularından bizim ilçede. Seçimlerde kime oy vereceksin? diye sordu. Elbette anap dememi bekliyor. Mdp'ye vermem darbenin başı destekliyor. Hp bir şey yapacak gibi durmuyor. Yalnız içinden de anap demek hiç gelmiyor. Sevmiyorum Özal'ı…
Özal kazanamaz diyorum. Dayım ısrarla "hayır kazanacak göreceksin." diyor. Arkasından
" sence niye kazanamaz?" sorusu geliyor. "Ben de evren istemiyor ondan" diyorum.
"Bak oğlum dedi siz ülkücüler siyaseti bilmiyorsunuz. Çevrenizle ilginiz yok. Memleketin sorunlarıyla ilgili konuşmuyorsunuz. Ekonomi konusunda sınıfta kalıyorsunuz. Siz Liderinizi bile anlatmakta aciz kaliyorsunuz…" sıraladı aklına gelenleri. Bir yandan siyasetçi bir yandan babamdan daha fazla destek olmuş dayım. Elbette cevap vermedim. Daha önce sorduğu soru aklına geldi. Kime oy vereceksin? Sandıkta belli olur kime vereceğim belli diyerek yanından ayrıldım. Ne mi yaptım? Seçim günü gittim oy pusulasını elime aldım bir kalem çıkarttım üç hilali çizdim altına Alparslan Türkeş yazdım bastım mührü…
Nereden aklıma geldi?
Temel Kahveci ağabey bugün bir paylaşım yaptı. Paylaşımı aktarayım:
"Türk Milliyetçiliğini ve ülkücü hareketi cezaevi ve mezarlık söyleminden kurtarmak gerekir çünkü gerçek sorunları dile getirmeye fırsat bulamıyoruz.
Sayısız gerçekler sayısız yalanların içinde eritiliyorken Türk Milliyetçileri havanda su dövüyor."
Acaba Temel Kahveci ağabeyin söylediğine kendimizi anlatmaya fırsat bulamıyoruz diye eklesek ve bundan 35 yıl önce yapılan eleştiriyi düşünsek nasıl olur dersiniz?
Dün dersini iyi çalışmalıyız der sık sık Kemalettin Savruk ağabey. Evet dün dersini iyi çalışalım ama düne takılıp kalmayalım diye de ekler…
Geçmişi unutmayalım elbette tamam iyi güzel de kardeşim geçmişin o şanlı mücadelesini verenlere ahde vefa nerede? Bizim yaptığımız kimse kusura bakmasın mezarlık edebiyatı…
Bu konuya devam edelim daha sonra. Uzun yazılar okunmuyor.
Muhabbetle efendim..
Doğan Ay