"AKP kendi teklifini getirdi MHP de, bunlar, bunlar olmaz kardeşim, şunları bu şekle sokun diye müdahalede bulundu. En son noktada bu MHP'nin kabulüdür değil, AKP 'biz bu kadarını yapabiliyoruz ancak bu kadarına bizim yetkili makamda bulunan kişiler veya yetkililerimiz bu kadarına müsaade ediyor diye bir teklif getirdiler.
Nihayetinde AKP kendi anayasa değişiklik teklifini hazırladı, yetki verdiği hukukçu arkadaşımız Mehmet Parsak ile AKP yetkilisi arasında bir takım görüşmeler oldu..." Zihni Açba Ne demek şimdi bu?
Mehmet Parsak kimin adına o bir takım görüşmeleri gerçekleştirdi?
Mehmet Parsak kim tarafından görevlendirildi?
Hukuki zemin meselesini ortaya kim attı?
Sayın genel başkan kaç defa başbakan ile anayasa teklifi hakkında görüştü?
Ortak çalışılmadı ama "bunlar bunlar olmaz şunları bu şekle sokun dendi."
Ortak teklif değil derken meclis başkanlığına sunulan teklifte mhplilerin imzası yok. Ortaklığı bozan bu mudur? Vallahi pes doğrusu. Genel başkan hayır verme ihtimali bulunan herkesi ihraç etti. Sadece akpnin teklifi için mi bu tepkiler? İster "Evet" deyin ister "Hayır" dediğiniz gibi o konu sizle vicdanınız arasında. Sadece imza vermedik diye bu yasa teklifinden genel merkezi ve pek muhterem genel başkanı aklama çabanızı anlamak mümkün değil. Bir kişi imza vermediği - ki burası doğru- bir yasa teklifi için yaklaşık 20 yıldır birlikte (!) mücadele ettiği arkadaşlarını bir kalemde siler mi? O zaman bu telaş niye?
Aşağıdaki satırlar Milliyet Gazetesi yazarından: "Anayasa değişikliği kabul edilirse, 2019'da rejimle birlikte siyasal hayat da değişecek.. Partiler yakınlaşacak, seçim öncesi ittifaklar kurulacak.. Ortak listeler çıkacak..
Büyük ihtimalle anayasa değişikliğine evet diyen MHP seçime AKP'yle tek liste halinde girecek.. Daha doğrusu, MHP'li adaylar AKP listesinde yer alacak.. Deniliyor ki; milletvekilli sayısının 550'den 600'e çıkarılmasının nedeni bu.. MHP kontenjanı.."
Bu satırlar da piyasa dedikodusu olarak ifade edilecek büyük ihtimalle. Tekrar edeyim kimin evet kimin hayır demesi ayrı bir konu yapılanı aklama gayreti ayrı bir konu. Burada biz imza vermedik diyerek sayın bahçeliyi aklama mekanizmasının gerekçesini merak ediyorum.
Doğrusu biz zannettiğimiz bizi anlamak mümkün değil...
Doğan Ay