Son günlerde iyice gerilen ortamda insanı güldürecek insana iyi gelecek düşüncelerin olması ne güzel.
Siz bunun adına ister gülmece deyin isterseniz de komedya. Adına ne derseniz deyin lakin mutlaka gülmek için bir bahane bulun.
Neyse konuya döneyim.
Vatandaş siyasi partilerin seçim beyannamelerini incelemiş ve almış kalemi yazmış başına geleni.
Bütün partilerin seçim beyannamelerini tek tek inceleyip sonunda adaysız partinin beyannamesine sözü getirip bağlamış.
" Bütün partiler içinde en tutarlı beyanname ….. elbette genel başkandan da böyle tutarlı bir beyanname beklenirdi. Zaten….. tutarsız bir açıklama beklenemezdi." diyerek devam etmiş muhterem. (.... yerler bilerek boş bırakıldı)
Yahu adama sormazlar mı hükümet olma isteği olmayan hükümet olma gibi bir amacı olmayan bir siyasi teşekkülün beyanname hazırlamasına ne gerek var?
Galiba adaysız parti genel başkanı ve taraftarları yeni getirilen sistemi bilmiyor. İnanın bilseler böyle işler yapmazlar. Yok bütün partiler bir beyanname okuyor biz de modaya uyalım diyerek düşünülürse bak o olabilir…
Seçim bildirgeleri siyasi partilerin iktidar olması ile vatandaşlarına yapacakları hizmetleri ifade eder. Sizin iktidar hedefiniz 2018 olmadığına göre bu bildirgelerde açıkladığınız isleri ne zaman yapmayı planlıyorsunuz sahi?
Eğer aklınızın bir köşesinde "akp kazanırsa bizlere de bir iki bakanlık verir" gibi bir hayal bulunuyor ise o zaman da kusura bakmayın ama akp niçin sizin beyannamenizi dikkate alsın? Herkes kendi yolunu çiziyor ve millete sunuyor beyannameler ile. İttifak yapıyorsunuz aday çıkarmıyorsunuz ama tutarlı bir şekilde seçim beyannamesi okuyorsunuz..
Vallahi çok güldürdünüz..
"Efendim aslında son iki yıldır adaysız parti genel başkanı ülkeyi yönetmiyorsa da yönlendiriyor."
Bende diyorum ki ekonomideki bu muhteşem iyi gidişin sebebi ne? Demek ki ekonomi doçenti yönlendirme yapıyor. Aradığımız kan bulunmuştur bundan sonra rahat olunuz. Ha bir de şu zarar eden şeker fabrikalarının milletin daha fazla zarar etmemesi için eşe dosta satılmasında da parmağı var adaysız parti genel başkanının. Bizler de sayın cumhurbaşkanın günahını aldık durduk yere...
İşin en güzel tarafı da " artık akp daha milli daha Türk " diyerek muhteşem bir görüş ortaya konulması. Galiba birileri ile "milli ve Türklük" kavramlarına bakışımız çok farklıymış bu güne kadar. Aynı davaya inandığımızı zannederek büyük bir yanlış mı yaptık diye kendimi sorgulama zorunluluğu oluştu beynimde? Milli gayri milli ne demek? Türklük sevdası Türklük kavgası ne demek? Bunlara bakış açımız neydi şimdi ne oldu?
Utanmasalar en büyük Türkçü parti akp diyecekler de galiba birazcık utanma duyguları hâlâ mevcut.
Çok güldürdünüz iyi ki varsınız yancılar..
Neyse konuyu bir gülmeceyle noktalayalım:
FELSEFE
Diyarbekir'in köylerinden birinde gencin biri Üniversiteyi kazanır, okuduğu bölüm ise felsefedir. İlk dönem biter köye döner. Babası felsefenin ne oldugunu bilmez ve ısrarla felsefenin ne olduğunu ve okulu bitirince ne işe yarayacağını sorar. Bu arada oğluna tavuk pişirmisler, oğlu tavuğu yerken o da bir sandalyede oğlunu izler :
- Oğlım felsefe nedir ?
-Yav baba boşver sen ne anlarsan felsefeden ?
- Yav hele sen anlat haa!
"Baba " demiş, "Şimdi sen sandalyede oturuyorsun ya .."
-Eee..
-Sandalyenin ayaklari yerdedir ya..
-Eeee..
-Aslında sen şu an yerde otırisan. İşte felsefe budur, der.
Baba cevap verir :
-Haaa ben anladım. Şimdi sen tavuk yiyisen ya, bizim tavuk bahçede poğh yemişti, yani şimdi sen aslında poğh yiyisen.
Doğan Ay