By Mehmet Soral on Pazar, 02 Şubat 2020
Category: Siyaset

CUMHUR İTTİFAKI ÇATLIYOR MU

Cumhur ittifakı çatlıyor mu

Adamların manşetlerine bakın, neymiş efendim; MHP'li zamanın il başkanı ve milletvekilleri cemaate(O zaman henüz fetö değildi) ait bir TV kanalına el konmasını protesto için destek amacıyla TV'nin önüne gitmişler. O gün oraya gidilmesinin nedeni hak ihlallerinin geleneksel hale geldiğinin yaygın kanaat oluşturmuş olmasıydı.

Yandaş medya bir gün dahi bu hususu gündeme getirmedi ta ki; geçen hafta Devlet Bahçeli'nın ısrarla fetö'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılmasının gerektiğini özellikle AKP'ye mesaj göndererek hatırlatmasına kadar.

Düşürebiliyor musunuz; MHP'nin kaç yıldır iktidarda kalması, muktedirliğinin devamı için kendi milliyetçi seçmenini küstürerek, ideolojik ilkelerinden taviz vererek desteklediği AKP MHP'yi hemen sattı. Kendisine ne kadar mahkum görüyor olmalı ki; anında cezalandırma yoluna giderek yandaş medyayı algı operasyonu için devreye soktular. MHP'ye demek isteniyor ki; "Sakın sesini çıkarma, benim sözümden de çıkma, desteğini de çekme yoksa seni de fetö'cü ilan ederim"

Dolayısıyla, MHP bundan çok güzel bir ders çıkarmalıdır. Resmen kendisine kalleşlik yapılmıştır.

Buradan da şunu çıkarabiliriz ki; demek ki AKP ile Cemaat arasındaki kavga TC Devletine verilen zarardan dolayı değil; bugün MHP'ye yapıldığı gibi resmen bir noktaya kadar cemaat ile aralarında devam etmiş olan menfaat ilişkisi bir noktadan sonra kavgaya dönüşmüş. Sonra fırsat bu fırsat denilerek; zaman zaman dile getirdikleri doksan yıllık hayallerini gerçekleştirmek için süreci devleti değiştirme ve dönüştürme fırsatına çevirdiler. MHP'yi de maalesef buna alet etmiş oldular.

Umarım başta Devlet Bahçeli olmak üzere; halen MHP'ye sempati duyup, bağlılıklarını devam ettiren gönüldaşlarımız aynı zaman diliminde cesurlar hareketini başlatmış olan biz Türk milliyetçilerini bugün daha iyi anlayacaklardır.

Elazığ depremi ile yandı yürekler yandı

Eğer endişesiz ve tasasız yaşayabilirsek; ancak o zaman maddi imkanın, kişi başına düşen zenginliğin bir anlamı olur.

Elâzığ ve civar illerde meydana gelen deprem ile yine ortak milli bir acımız ile baş başayız.

Kayıplarımıza Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun, Türk milletinin başı sağ olsun.

Bu kış mevsiminde bölge insanımızın şu anki halleri üzerine epmati yaptığımızda; içimiz sızlıyor, uykumuz kaçıyor, ağzımızdaki lokmaları yutamıyoruz. Türk milleti gene yardımlaşma ruhu ile bu acılarımızı paylaşacaktır.

Dolayısıyla "İstanbul Kanalı" gibi yüksek gelir elde edileceği hayali ile gündeme getirilen bu büyük devasa projeden acilen vaz geçilerek; ona ayrılacak olan maddi imkanlarımızı acil önlem adına İstanbul'dan başlayacak kentsel dönüşümlere yönlendirerek, her ilde başlatılmalıdır.

Deprem kuşağında olan ülkemizin her karış toprağında can güvenliğimizden emin şekilde, başımızı yastığımıza koyup rahatça uyuyabilelim.

Milli gelirimiz şu olmuş, bu olmuş umurumda değil; güvenli şekilde yaşamak istiyorum.

Türk milliyetçiliğine memur edilmişler

Sayın Bahçeli "Milliyetçiliğe memur edilmiş" kişi olarak siyaseti inanmışlık ve adanmışlık üzerine değil satranç oyununa çevirerek yüklendiği misyon gereği sürekli kazanmak üzerine yapıyor.

"Peki MHP niçin iktidar olamıyor" diyeceksiniz. Çünkü "Milliyetçiliğe memur edilmiş" kişilerin görevleri bu değil ki. Bu kişilerin görevi ülkenin içinde bulunduğu her konjonktürde; inanmış ve adanmışlıktan gelen Türk milliyetçiliği refleksini ortaya koymak değil; Türk milliyetçiliğini kontrol altında tutmak ve yönlendirmek için "Milliyetçiliğe memur edilmiş" olmanın gereğini yapmaktadırlar.

Sayın Bahçeli niçin fetö'nün siyasi ayağının araştırılmasını istiyor da; Erdoğan veya AKP ipe un sererek istemiyor. Çünkü AKP süreci zamana yayarak, başta CHP olmak üzere diğer partilerin içinde fetöcü bulmak için top çeviriyor. Kendilerince yeterli sayıda fetöcü sayısına ulaştıktan sonra da; "Hangimiz bu merete bulaşmadık ki" deyip nihayetine fetö'nün siyasi ayağının araştırılmasına dair siyasi talepleri akamete uğratarak fetö'yü ilişkin ağır vebalden sıyrılmak istiyor.

Sayın Bahçeli artık bu top çevirme sürecine tahammül edemiyor. "Yeter artık fetö'nün siyasi ayağı açıklansın" diyerek bir anlamda restini çekmiş durumda. Nihayetinde ne olacak. Tahminim o ki; Sayın Bahçeli AKP'nin bu çıkmazını, top çevirme halini cumhur ittifakını bozmak için gerekçe gösterip, MHP'yi "Duruşu" itibariyle güçlü hale getirerek belki kendisi olmasa bile diğer "Milliyetçiliğe memur edilmiş Balgat mukimleri"nin konumlarını MHP'nin baraj üstünde kalmasını sağlayarak yine bir dönemin kapanıp yeni bir döneme geçişin tetikleyicisi olacaktır.

Kendine gelince ''Metal yorgunluğu'' başkasına gelince fetöcü

Kendi içlerindeki fetöcüleri "Metal yorgunluğu" adı altında tasfiye ederek delil karartma yoluna gidenler; diğer partilerde el feneri ile fetöcü arıyorlar. Sizce bunu yapanların fetö'nün meclis yoluyla siyasi ayağının araştırılmasını isterler mi. Kesinlikle istemezler.

Öyle bir algı dayatması yapıyorlar ki; "Anam teyzem dir, babam da amcam" deyip, tüm topluma bunun normal bir ilişki olduğunu dayatırlar. Biz de "Bırak onu bunu da; hangi kadından fırlayıp geldin, sen onu söyle" dediğimizde bu sefer de arsızca "Ahlaksızlık yapmayın" deyip ahlak abidesi kesilirler.

Biz muhalifleri akıl, fikir ve mantıkla alt edemeyenler sinir savaşı ile alt etme yoluna gidiyorlar. Dayanacağız ve savaşacağız. Nasıl mı; aklımızla, fikrimizle, zekamızla ama ille de demokratik yollarla.

Şablon milliyetçiliği

''Şablon milliyetçiliği''ni hazır bulup üzerine giyinmiş olanlar düşünemezler; dolayısıyla da üretemezler. Kim ki ''Hazır şablona'' uymayan fikir ileri sürüp bir söz söylerse; kabullenmeleri mümkün olmadığı gibi, kişiyi aşağılarlar hatta küfür bile ederler.

Yazıp çizmemizdeki öznemiz fikir üretmektir. Meramımızı ille de herkesin anlayacağı şekilde anlatmamız mümkün olmadığı gibi herkesin kafasındaki atomu parçalamak gibi bir niyetimiz de yoktur.

Unutmayalım fetö de bir cemaatti

Siz yoksa hala fetö ile mücadeleyi; devlete yapılan ihanetin bedelini ödetmek olarak sananlardan mısınız. Hayır asla öyle değil. Meselenin aslı; "Sen AKP'ye nasıl ihanet edersin" dır.

Çünkü AKP'nin şu anda diğer cemaatlerle olan menfaat ilişkisi aynen fetö ile en başta olan ilişkisi gibi. Oysa fetö tecrübesinden sonra tüm hassasiyetlerini ortaya koyarak mesafeli durmaları gerekirdi. O günlerde Gülen'e "Bitsin bu hasret, gel artık" dedikleri gibi şimdi de cemaatleri onurlandırma ziyafetleri yapıyorlar.

Dolaysıyla, fetö ile yapılan mücadele; devlete yapılan ihanetin bedelini ödetmek olsaydı herhalde AKP'de cemaatlerden uzak durma refleksi oluşurdu öyle değil mi, nerde....

Mehmet Soral

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Leave Comments