Artık ideolojik ayrışmanın kaçınılmaz olduğu gerçeğini kabul etmemiz gerekiyor.
Şimdi ülkücüler yol ayrımına geldi.
Görünen o ki ya siyasi parti peşine takılıp davayı unutacağız ya da ülkücü kalabilmek adına yeni yol haritası çizeceğiz.
İdeolojik yapılanma ile siyasi yapılanma örtüşmedigi zaman bugün yaşadığımız sorunlar başımıza gelmektedir.
Ülkücü Türkçü hareket olarak bugünden itibaren ya kendimizi yok edeceğiz ya da sıfırdan ülkücü hareket olarak yaşayacağız. Bunun adına ister hareket diyelim ister oluşum.
Görünen köy kılavuz istemez demiş atalarımız. Artık ideolojik kırılma noktası geldi.
Siyaset üstü Türkçülük hareketi olarak yeniden yüce Türk milletiyle kucaklaşmak için yola revan olmalıyız.
Sadece fikir üreten kısır günlük basit siyasi hesapları olmayan bir hareket olarak özümüzü korumak zorunluluğu içinde olmalıyız.
Siyasi canbazlığı beceremediğimize göre siyasi figüranlarin elinde oyuncak olmayı da kabul edemeyeceğimiz göre bugünden itibaren kavgamız ülkücü kalabilme kavgasıdır.
Çamur siyasetin dönek anlayışından uzak kalabilirsek belki yüce Türk milletine hizmet edebiliriz. Aksi halde hem ideolojik yok oluş hem de kültürel yok oluş kaçınılmaz sonumuz olacak.
Derlenip toplanma yeniden BEN değil BİZ olma bilincini kazanma mücadelesi vermemiz gerekiyor.
Çizgisinde kırılma olmayan bu davaya gönül veren çıkar gözetmeyen siyasi ikbal peşinde olmayan " ne mutlu Türk'üm diyene " diyebilen herkese gönül kapımız açık olmalı ve vira bismillah deyip yeni bir doğuş yeni bir Ergenekon için ayağa kalkmaliyiz.
Bu noktada sorumluluk hareketin gerçek anlamda hafızası olan büyüklerimize düşüyor. Sorumluluktan kaçmak büyük vebaldir. Kıyıda köşede sessizce oturup beklemek zamanı değil. Gün meydana çıkıp ülkücülere yol göstermek günüdür.
Biz ülkücü hareket için varız diyecek agabeyler vebaliniz büyük olur oturmaya devam ederseniz.
Siz kalkın ayağa ülkücüler peşinizden koşacak.
Siz sayın adaylar bu şartlarda ne düşünüyorsunuz?
Sorumluluk aldınız açıkça bundan sonra gerek siyasi gerek ideolojik olarak hedefiniz ne?
Sabır taşı çatladı artık. Dünün yiğitleri alperenleri başkanları duyun ülkücülerin feryadını.
Görev ve sorumluluk almadan çekinmek size yakışmıyor.
Bu bir davet değil asla. Bu görev hatırlatması. Nereye kadar susacaksınız. Nereye kadar seyredeceksiniz bu çözülmesi bu ayrışmayı?
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin...
Doğan Ay