Soru açık ve sahihtir: Hangi yasalar, adı ne olursa olsun, terör örgütleriyle mücadeleye engeldir de, ülke Kanun değil ama onun Hükmünde Kararnamelere ihtiyaç duymaktadır? Hangi yasalar terörle mücadeleye engeldir de Olağanüstü Hal gerekmektedir?..
Demokrasi, kurallar ve kurumlar rejimidir. Seçim, o kurallar ve kurumları en iyi işletecek yöneticilerin halk tarafından atanmasıdır. Elbette seçim vakti iktidarı elinde bulunduranlar çalma işini halkın oyunu da çalma noktasına getirmemişse…
Yasalarımız terörle mücadeleye engelmiş gibi "hele beni bir cumhurunbaşı seçin görürsünüz terörün kökü nasıl kazınacak; hele şu referandumu da bir atlatalım görürsünüz…" gibi kurallar ve kurumlara küfür sayılacak sözler, tersine okunduğunda yasaların uygulanmadığının delili değil midir? Yasalar terörle mücadelenin sınırlarını imlemişken "açılım süreci" yasadışı değil miydi? Saymakla bitmez, başka örnekleri de var…
Meşhur Ergenekon ve Balyoz davalarında "yürütme"nin aynı zamanda yargı hükmünde "savcı" olması kurallar ve kurumlar rejimi açısından küfür sayılması bir yana; kozmik odaya girecek savcıların "elbette girecek" olması, sonra o savcıların sözkonusu hırsızlık-yolsuzluk olunca "ne hakla" ifade almak istemesi, mevcut yasaların yırtılıp atılması, "gerekirse yeni yasa çıkarılması" hak-hukuk açısından saçmalığın dibi değil midir? Zamanında komikti meselâ: "30 Mart'tan sonra inlerine gireceğiz!" Tamam da niye 30 Mart'tan sonra? Eğer ortada bir suç varsa ve yasalar bu suçla mücadele etmeni gerektiriyorsa neden neden neden…
- Ergenekon terör örgütünü çökertiyoruz, yasaları boşver.
- Teröristler asker ve polisin gözü önünde ağır silahlarla yürüyüş yapıyor. Olsun, biz de açılım yapıyoruz, yasaları boşver.
- Müteahhit 'milletin … koyacağız' dedi. Olsun, ihale payı alıyoruz, yasaları boşver.
- Kur'an üzerine yemin olsun ki yolsuzluk hırsızlık değildir. Olsun, Müslümanız, yasaları boşver.
- Mahkemeler Muaviye sarayının yasadışı olduğunu mu söylemiş? Güçleri yetiyorsa gelip yıksınlar, yasaları boşver.
* * *
Muktedirin, yasaları yok saymasının varacağı nokta kendi yasalarını dayatmaktı. Önce fiilî olarak Meclis'i lağvetti ve kanun değil ama sanki kanun-muş gibi değer bulan "Kanun Hükmünde" elementine sarıldı. Kanun değil ama muktedir emrediyor, öyleyse kanun! Vaaay ne büyük buluş! Meclis'te buna "eyvallah" eden millî irade, hangi millînin iradesidir?.. Aynı geyik ilahiyatçılarda döner: Kuts-i hadis! Vahiy değil ama sanki vahiymiş gibi. Aslında vahiydir ama Peygamber onları Kur'an'a yazdırmamış, üç-beş yakın arkadaşına söylemiştir. Ee hani gizlerse "şah damarından yakalar"dı?
Soru açık ve sahihtir: Hangi yasalar, adı ne olursa olsun, terör örgütleriyle mücadeleye engeldir de, ülke Kanun değil ama onun Hükmünde Kararnamelere ihtiyaç duymaktadır? Hangi yasalar terörle mücadeleye engeldir de Olağanüstü Hal gerekmektedir?..
Aslında sadece şunu yazacaktım ama gevezeliğim tuttu:
Hukukun üstünlüğü yerine güçlünün hukuku tesis edilirken yasalardan yana sesi soluğu çıkmayan akademisyenleri özel üniversitelerin reklamında gördüm. Koca profesörler patronları para kazanabilsin diye reklam çekimi yapmışlar. Benim için dua eylemdir ama sizin için yalakalık sözleri edeceğim: Tanrı, bütün deliklerinizi Dolar ve Avroyla doldursun. Ama arkadaş, bütün delikleriniz onlarla dolarsa en temel yaşamsal kaynağınızdan olursunuz: Haysiyet!..