Sıkça kalıp, üslup ve görüş değiştirenler "Fır döndüler" ve dahası "bukalemun insanlar" cennetindeyiz.
Giderek sayıları çoğalan her araziye uyan "evet efendimci" "nabza göre şerbet veren" kimliksizlik kişiliksizlik abideleri itibar görüyor bu cennette.
Bu tipler her zaman her şart ve konumda mutlaka önemli makamlar elde etmeyi başarıyor.
Ne yazık ki bu tipler siyasete yön veriyor edebiyatı şekillendiriyor modayı tasarlıyor…
Nedense siyaset kurumu bir türlü bu bukalemun tiplerden kurtulamaz,kurtulmak istemez.
Kaldırdığınız her taşın altından çıkar bu modeller. Sağda,solda,ortada, merkezdedir bunlar.
Milliyetçi olurlar,muhafazakar olurlar,sosyal demokrat olurlar hatta liboş olurlar koltuktan kalkmazlar bir türlü.
Bunların felsefesi "dün dündür bugün bugündür."
Nereden çıkar nerede konuşlanır bu dönme devşirmeler kimse bilmez?
Ha bunlar toplum önünde kelli felli adam gibi görünür. Sözü dinlenir. Konuşmasını da bilirler. E birazcık(!) da paraları vardır. Döneklik kanlarına işlemiştir bu kişiliksizlerin.
Türk Dil Kurumu "döneklik" kavramını aşağıdaki şekilde tanımlar;
"İnanç ve düşüncesini sık sık değiştiren, sözüne güvenilmeyen kaypak insanlara verilen isim."
Her alanda bu tipleri görmek mümkün. Bu tiplerin en gözde kurumu siyasettir kuşkusuz.
Siyasetten sonra bu döneklerin ilgi merkezini görsel ve yazılı medya oluşturur.
Devir değişirse, onlar herkesten önce değişmiş olur. Hızlarına yetişemez kimse. Onların borusu öter her çöplükte.
Her devrin yazarı çizeri olmak. Her gelene padişahım çok yaşa diye el etek öpmek bu döneklerin temel düsturudur.
Ülkemizin içinde bulunduğu durum bu tipleri hiç ilgilendirmez. Onlar için geçerli tek akçe; çekleridir.
Dün feto için ağıt yakan bu model dönmeler bugün fetoya en galiz küfürleri saymakta bir behis görmezler.
Dün hakaret ettikleri siyasi partiye ve onun genel başkanına yalakalık etmekten çekinmezler.
Dün göklere çıkardıkları kişileri bugün yermekte bir behis görmezler.
Bu dönme tiplerden siyaset arenası,yazılı ve görsel basın temizlenmediği sürece toplum olarak ne demokrasiye geçebiliriz ne de tam hürriyetçi bir anlayışa. Bir an önce sivil demokrasinin gerçekleşmesi bu dönme dönek tiplerin ortadan kaybolması ile mümkündür.
Peki bu mümkün mü? Işte işin en zor yönü. Şimdilik pek mümkün görünmüyor.
Sözü burada filozofa bırakalım;
Filozof ile bir dalkavuk konuşuyorlarmış…
Filozof ne derse, dalkavuk onaylıyormuş. Sonunda filozofun sabrı tükenmiş:
"Be adam, hiç olmazsa, bir kere itiraz et de, iki kişi olduğumuzu anlayalım."
Bunlar hiç iki kişilik olmaz. Genel başkan ne derse "tamam" der. Itiraz etmezler. Sadece onay verir alkış tutarlar.
Doğan Ay