Eskiden gemilerde fareleri yok etmek için ingiliz gemilerinde uygulanan bir metottur bu hikaye. Bir tfareyi canlı olarak yakalayıp boş bir tenekeye koyarlar ve günlerce aç bırakırlar. Sonra bir gün yakaladıkları küçük bir fareyi bu farenin yanına koyarlar. Günlerce aç kalmış olan fare yeni koyulan fareyi yer. Sonra bir daha bir daha derken yamyam bir fare elde ederler. Bu fare artık iyice de semirmiş ve kuvvetlenmiş olur. Sonra bu fareyi geminin içine salarlar, şimdi ortada tebdil kıyafet gezen güçlü kuvvetli bir yamyam fare vardır ve bu fare rahatlıkla diğer farelerin yanına sokulur ve yakaladığını yer. Böylece gemi farelerden temizlenir. Bir nesli yok etmek için uyguladıkları bu metodu, şimdi içimize eğitilmiş, semirmiş, beyni yıkanmış, yamyam fareler sokularak, bizi de yok etmek için kullanıyorlar. Şimdi aramızdaki bu yamyam farelere dikkat etmediğimiz için çırpınıyoruz çırpındıkça da daha beter batıyoruz...
Aklını kullan yedirme kendini…
Her alanda her hamlede önce aklımızı duygularımızın ön yargılarımızın kalıplaşmış düşüncelerimizin önüne almazsak vay halimize…
Aklımızı kullanrak iyiye doğruya ulaşabiliriz ancak. Bilmeden basma kalıp düşüncelerle slogandan öteye gitmeyen söylemlerle nereye kadar yol alınır?
Bir ülke insanının bir bölümü Arapça kutsal dil diyorsa sadece doğru söyleyerek siyasi sonuç alınmaz ki. Din adına siyaset yapan bir zihniyetle nasıl mücadele edeceksin? Çünkü toplum aklını kullanmıyor. Hatırla mhp milletvekili adayı Kayseri'de Türkçe ezan dedi sonuç baraj altı. Sadece doğruları söylemek çözüm değil bence. Doğruları doğru yerde doğru şekilde doğru zamanda söylemek…
Bugün de aynı terane yeniden gündemde. Buyurun cenaze namazına. Mart ayına kadar “bunlar var ya bunlar siz bunları bilmezsiniz” söylemine hazır mıyız? Hazır olsak iyi olur..
Demagoji ve safsata yapmak, aklı sözde kullanmaktır. Yaptığı yanlışları ve verdiği zararları örtbas etmek için bahaneler üretmek, aklı kötüye kullanmaktır. İlkesel dürtülerin peşine takılmak ve içgüdüsel eğilimleri merkeze almak, hak ve adalet gibi üst değerler yerine biyolojik ve psikolojik istek ve beklentilerimize öncelik vermek aklı unutmaktır.
Hırs, taraftarlık, kıskançlık, kibir, gurur, haset, cahalet, inat, aşırı istek ve bunları kullanarak bir sonuç alınamaz. Bunların yerini aklımız almadığı sürece daha çok bekleriz bu kıyıda.
Siyasette başarı mı istiyoruz öyleyse aklımızı doğru kullanmak zorundayız. Milletin bakış açısını değiştirmeden olayları değerlendirme süzgecinden geçirmeden söylediğiniz her doğru geri tepen silah gibi olacaktır.
Akıllı olmak aklı iyi ve doğru kullanmak zorundayız.
Muhabbetle efendim..
Doğan Ay