By Nejat Kurtuluş on Pazartesi, 13 Kasım 2017
Category: Siyaset

SURİYELİ ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ

2011 yılından günümüze ne kadar Suriyeli sığınmacı var tam olarak bilemiyoruz. Ancak 1 milyon 250 bin çocuk olduğunu Millî Eğitim Bakanlığı verilerinden anlıyoruz. Bazı kaynaklara göre bu sayı 3 milyon civarında. Bu çocukların yüzde 70'den fazlası temel eğitim çağında. Yaklaşık 300 bini Geçici Eğitim Merkezlerinde (GEM) kendi dillerinde, kendi müfredatlarına göre eğitim görürken, geri kalan çocuklar devlet okullarında eğitim görmektedir. Zaten 400 bin civarında çocuk ise çeşitli sebeplerden okullarına devam etmemekte olduğu tahmin edilmektedir.

Yaklaşık 2014'ten bu tarafa elimizdeki veriler böyleyken Suriyeli çocuklar en çok dil sorunu yaşamaktalar. Okullaşma oranlarının artmasında devlet teşvikinin önemli bir katkısı var. Hatta okula kayıt olup da devam etmeyenlerin sayısı bu yüz den fazla. Çoğu, çocuk işçi durumunda.

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü kapsamında yetişkinlere yönelik Türkçe dil kursları Halk eğitim Merkezleri kanalıyla verilirken, çocuklara bu kurslar mevzuat engelinden dolayı bu yıla kadar verilememekteydi. Daha yeni yine Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'ne bağlı olmak üzere Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı oluşturuldu. Kayıp çocuk durumuna namzet bu çocukların en büyük problemi Türkçe öğrenmedeki karmaşa. Öğretmenlerin de endişesi ve umutsuzluğu bu yüzden. Bununla ilgili alınan tek önlem Suriyeli çocukların sınıflara eşit olarak dağıtılması.

Suriyelilerle ilgili bütün sürecin geçici olması sürdürülebilir projelerin geliştirilmesine engel görülüyor. Öyle ya MEB bile proje geliştirirken modelin başına "Geçici" diyor.

Suriyeli sığınmacılar konusunda en fazla yükü İstanbul ve Ankara gibi büyük iller çekmektedir. Okullardaki Suriyeli çocuk sayısı bazı okullarda iki yüzü bulmakta. Bu çocukların kendi aralarındaki gruplaşmaları dil öğrenimlerini de geciktirmektedir. Hatta Suriye'deki gruplaşma ve etnik gruplaşma sosyal durumlarını da yansıtmakta. Ticaretle uğraşan, belli bir kesimden gelenlerin ekonomik durumları iyi, çocukları da çabuk öğreniyor. Belli bir bölgeden gelen kesim ise daha saldırgan, uyumsuz ve geldikleri alanları da rahatsız ediyorlar. O bölgedeki okulların durumu daha sıkıntılı. Tabii geldikleri yerlerdeki travmaları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Haklarında hikayelerini bilmediğimiz binlerce çocuk. Keşke hikâyelerini dosyalayıp, gittikleri okullarda buna göre yaklaşımlar gerçekleştirebilsek.

Suriyeli çocuklarla ilgili kimsenin üstünde durmadığı önemli konu aşı durumları. Uzmanlara göre Türkiye'nin 30 yıllık aşı takvimi bozuldu. Bazı bulaşıcı hastalıklarda artış olabilir. Aşısız Suriyeli çocukların ülkemizde aşılanan çocukların bağışıklık sistemini bozduğu söyleniyor. Dileriz bununla ilgili önlemler alınır da durum korktuğumuz gibi gerçekleşmez.

Eğitim sistemine dahil edilen çocuklar olsa da sistem dışında kalan çocuklar ülke için risk oluşturuyor. Kör topal ilerleyen Suriyeli çocukların eğitimine diğerlerinin de dâhil edilmesi gerekiyor. Risk altındaki bu eğitim dışı çocuklar elimizde bir bomba gibi duruyor ve biz seyrediyoruz.

Bir karar vermek durumundayız, ya da düzelteyim bilmek zorundayız; Suriyeliler ülkemizde geçici mi kalacaklar, yoksa kalıcı mı olacaklar? Bunu bilmek buna göre program ve proje geliştirmek için önemli. Geçici olarak kabul edeceksek kendi dillerinde ve müfredatlarında eğitim görmelerinde bir mahsur yok. Ama kalıcı olacaklarsa adam akıllı dilimizi öğretip, hepsini sisteme dahil etmemiz, boşluk bırakmamamız gerekiyor. Bu ülke bize sahip çıktı, eğitti, biz de bunun karşılığını en iyi şekilde vermeliyiz kıvamına getirmeliyiz durumu.

Kendi çocuklarımızın eğitimini bile yalap şalap götüren Millî Eğitim Bakanlığı bakalım sığınmacı çocukların eğitiminde ne kadar başarılı olacak görelim.

Related Posts

Leave Comments