Fesli ve cücükleri konusuna devam edelim.
12 Eylül öncesi bu mücahit takım kuytu köşelerde saklanırken altan alta da çalışmalarını aksatmıyordu. Özellikle medya konusunda çok sıkı çalışıyor ve gerçekten önemli bir başarı kazanıyordu. Bizler ise sokaklarda (kendimize göre) kavga veriyorduk. Hatta bu cücükler abdestli namazlı diyerek zaman zaman koruyup kolluyorduk. Ne olduysa 12 Eylül ile oldu. Onlar dışarıda bizim yiğitler içeride. Onlar artık güç kaznıyor bizimkiler işkence altına alınıyordu. Bizim kısmetinize yine acı düşmüştü.
Bir dönemin kuytu köşelerinin mücahitleri vakıflar tarikatler cemaatler şeyhler aracılığı ile ağır ağır devlete çörekleniyordu. Önce anap ile başlayan bu çöreklenme işi gün geçtikçe hız kazanıyordu.
Işte fesli ve cücükleri artık sahneye çıkmaya başlamıştı. Türklük ve Atatürk düşmanlığı yapan insanlar el üstünde tutuluyordu.
Bugün ise sayısız yardım kuruluşları menzili ilim yayması ile tam bir ağ örülüyor. Türklük aleyhinde faaliyetler daha da hız kazanıyor iş camilere kadar giriyor.
Sistem intikamını alıyor sizin anlayacağınız. 12 Eylül cuntası hedefine ulaşıyor böylece.
Islâm siyasal güçler tarafından istenildiği gibi şekilleniyor ve bu durum toplumun bir bölümü tarafından kabul görüyor. Tam bir Ortadoğu mantığı ile olaylara bakmaya başladık. Kutsanan liderler kutsanan siyasi yapılar kutsanan siyasi sloganlar hayatımızı yönetiyor. Siyasal islamcı anlayış da bunu arzu ediyordu.
Aklın düşünmenin yolu tıkandı.
Kutsal değerler siyasetin ağzında çiğnenen sakız.
FESLI ve CÜCÜKLERİ artık güç zehirlenmesi ile Türklük ve Atatürk düşmanlığını cami hutbelerine taşıyorlar.
Bizler mi?
Bizler hâlâ idrak tutulması yaşıyoruz.
Doğan Ay