Siyasiler ülkelerini ve halkını sade ve mütevazi bir şekilde mutlu etmenin yollarını arayarak ve alacağı tedbirler ile yönetirler.
Bu durum anayasal tanımlarla hukuki bir zemine oturtularak hayata geçirilir.
Kanımca ne demek istediğimi anlamışınızdır.
Türkiyede ceberut düzeni olan Başkanlık Ssistemi'nin bağımsızlığımız ve birlikteliğimize vuracağı son darbe, anayasa değişikliği.
„...Efendim bu anayasa bir cunta anayasası; biz bir sivil anayasa oluşturmamız gerek..." türünden bir söylemle içlerinde besledikleri gizli husumeti açığa vurmaya başladılar.
Peki neleri değiştirmek istiyorlar?
Neler değişirse bu anayasa istenilen ve özlenen anayasa olacak?
Hep bir ağızdan anayasanın ilk dört maddesi sivil anayasaya uygun değilmiş diyerek, bu maddelerin değişmesi olmazsa olmaz şartlarıymış.
Peki nedir anayasanın bu ilk dört maddesi. Bu maddeler neleri ihtiva ediyor.
- I. Devletin şekli
Madde 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. - II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. - III. Devletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde 3 – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır. - IV. Değiştirilemeyecek hükümler
Madde 4 – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
ve Siyasi Haklar ve Ödevler'in tanımlandığı dördüncü bölümde
- I. Türk vatandaşlığı
Madde 66 – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Mülga ikinci cümle: 3/10/2001-4709/23 md.)
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.
Değerli dostlar ve değerli Türkiye sevdalıları bu Anayasa değiştirme fikri iki yıldan beridir dillendirilmektedir. Zaman zaman bu ses oldukça yüksek perdeden oldu, bazen cılız bir şekilde seslendirilirken; bazen de unutturulmaya çalıştılar. Ama niyetten hiç vaz geçilmedi. Elinizi vicdanınıza koyun ve bu dört maddeyi bir daha okuyun ve iyice düşünün;
bu maddeler en fazla kimlere batar, en fazla kimleri rahatsız eder?
Bu maddelerin varlığı ile hangi mihrakların hevesleri kursağında kalır. Türk Milliyetçileri, Ülkücülerin bu durumu çok iyi düşünmeleri gerek.
Türkiye üzerinde oynanan oyun belli.
Türkiyeyi un ufak etmek isteyen güçler her kimse bu dört maddenin onlara büyük engel teşkil ettiği kesin.
Bu güçler Kürtçülüğü denediler olmadı,
sağ sol dediler olmadı,
Alevi Sunni dediler olmadı.
En son çare Anayasanın ilk dört maddesi kaldı. Eğerki bu zırhıda delerlerse inanın zil takıp oynayacaklar.
Hatırlayın Abdullah Gül'ün, Hulusi Akar'ın, Fehmi Koru'nun Exeter deki okul arkadaşı ve hemşehrisi olan Şükrü Karatepe, Tayyip Erdoğanın bulunduğu adli yılın açılışında, anayasa değişikliğinden bahsetiyor ve özellikle ilk dört maddeden bahsetiyor.
Hiç tepki yok...
Bahçeli her zamanki hali sessiz. Belki onun "Beka" anlayışı farklı.
Tayyip Erdoğan malum...
Onun konuşmasına ne hacet. Zaten tezgahın başındaki adam.
Bütün bu olup bitenlere bakıyorum Muhafazakar cenahtada bir sessizlik. Sanki bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda.
Ben oldukça endişeliyim.
Bu kadar tepkisiz bir toplum oluşumuz pek hayra alamet değil. İnşallah yarın bizler için geç sayılmaz. Ben Ülkücü hareketin hala şiddetli bir şekilde kan kaybettiğini görüyorum.
Bir güven sarsılması var.
Ağzı iki laf yapan altına bir sandalye çekerek kendini lider moduna sokuyor. Ülkücüler parçalandıkça yok oluyor ve sistem bu küçülmeyi acımadan tuzla buz edecek, bunu hiç kimse görmüyor, gören varsa da çaresiz.
Benim arzum, istediğim şu..
Her şeyi bir kenara bırakarak, en azından bu günlerde dillendirilen ve yavaş yavaş belleğimize yerleştirilmek istenen anayasa değişikliği konusunda bari susmayalım.
Böyle bir durumdada sesimizi yükseltelim yükselttiğimiz kadar.
Aksi halde yarın çok geç olur.
Haki Korkmaz
3 Ekim 2023