Türk milliyetçileri 2019 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar ''Tek adam'' olarak seçilmesine müsaade etmeyecektir.
...
Türk milliyetçilerinin inisiyatifinde vücut bulan, millici olan diğer kesimleri de kucaklayan, çıktığı kutlu yolda kurumsallaşma sürecini tamamlamaya çalışan İYİ PARTİ ile Balgat'a hiç bir inanç ve güveni olmayan ama MHP( Kudsiyet atfedilen üç harf) den bir türlü duygusal kopuşunu gerçekleştiremeyen gönüldaşlarımızın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı aynı karar üzerinde mutabakatımız er veya geç gerçekleşecektir.
...
Bu ittifak hiç de sanıldığı kadar zor değildir. 2018'de MHP olağan kongresinde yönetim Balgat müdavimlerinin elinden alındığı an her şey değişecektir. Bu sonuç elde edildiği an Türk milliyetçileri için müşterek slogan ''Partilere sadakat'' yerine ''İdeolojiye sadakat'' ön plana çıkacaktır. Lütfen bu cümlelerimi okurken ''Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi''nin bizlere neleri dayattığını hatırlamaya çalışalım; MHP ve İYİ PARTİ toplam 300 milletvekili çıkarsa bile eğer Cumhurbaşkanı Edoğan seçilirse hiç bir yaptırım gücü olmayacaktır.
...
Dolayısıyla MHP ve İYİ PARTİ'nin ne kadar milletvekili çıkaracaklarından ziyade; Türk milliyetçileri Cumhurbaşkanı olarak kimi seçecektir buna odaklanmak ve organize olmak lazımdır.
...
Dolayısıyla 2018 yılında yapılacak MHP kongresinde yönetimin Balgat'tan devralınması çok önemli olup, Türk siyasi arenasında tüm taşları yerinden oynatacaktır. Diyelim yine Balgat AKP hükumeti ile ellem gullem yapılıp yönetimde kalmayı başardı; bu durumda Türk milliyetçileri aynen referandumda olduğu gibi ideolojik davranacak, kendi aralarında gene gerekli ittifakı sağlayacaktır.
...
Esas söylemek istediğime gelince; lütfen Türk milliyetçileri olarak bugün için kendimizi nerede konumlandırırsak konumlandıralım; bizleri 2019 seçimlerinde dahi farklı kararlara itebilecek ülkücü edep ve adaba yakışmayan dil ile her geçen gün kin ve nefrete dönüşen bir ''Sosyolojinin'' vücut bulmasına fırsat vermeyelim. Birbirinden nefret eden ''İki Kutuplu Türk Milliyetçileri'' oluşumunun müsebbibi olursak tarih bizi affetmeyecektir.
Hiç olmazsa ikinci turda aynı isim üzerinde mutabık kalabileceğimiz sıcaklığı,yakınlığı muhafaza edebilecek, ülkücülük hukukumuza yakışan bir dil ile süreci götürmeliyiz.
İman ve vicdan meselesi
Allah'lı kitaplı ama vicdansız ne sağcılar bilirim; Allah'ız kitapsız ama vicdanlı ne solcular bilirim. Dolayısıyla, "İyi insan" tarifi ideolojiler üzerinden değil vicdan üzerinden yapılmalıdır. Vicdan dediğimiz şeyi tüm dayatmalardan azat kılacak olursak; dünyanın her yerinde benzer durumlar karşısında hep aynı davranışı sergileyecektir. Tek ön şart insanlara kendilerini ifade edebilme şansının tanınmasıdır.
...
İmanını kuvvetlendirmeyi daha vicdani delillere bağlayamayan; günde iki satır yazı, kitap bilgi okuyamayan ahmak; Kuran-ı yere koyarak, üzerine basmayıp, etrafında dolaşan kendi davranışından ilham alarak; iman eksikliğini tesadüfü davranışlardan aldığı ilhamla giderme hali toplumun genel hali oldu.
...
Müspet bilimler üzerinden Hz. Allah'ı ve İslam'ı anlatmak lazımdır. Artık akli ilim o kadar hakim ve yaygın hale geldidi ki nakli ilimle ne Hz. Allah'ı ne de İslam'ı anlamak da anlatmak da mümkün değil. Dolayısıyla, din adamları çok özel yetişmeli, temel bilimler üzerine ayrıca bir eğitim almalıdırlar. Menkıbelerle din anlatmak bugünün gençliğini cezbetmiyor artık.
Mütevazi bir hanımefendi
Türk Bayrağı ve Atatürk yanyana. Diğer emektar arkadaşlarının katkılarına saygıya binaen mütevazi olmayı tercih edip, posterinin asılmasına gerek görmemiş Meral Abla.
...
Sen bir parti kuracaksın, ülkemizde de ego tavan yapmışken; alışılmışın tam aksine kurduğun partinin genel merkez binası açılışında belli ki çok da yakışacak şekilde posterini astırmayacaksın. Bu hal yine Abla'nın Türk siyasetine kazandırmaya çalıştığı seviyedir. Belli ki ablanın burada vermek istediği mesaj; "İYİ PARTİ" hareketi bir ismin öne çıkması değil, bir inanç ve ilke etrafında bütünleşme hareketi olduğudur.
İYİ PARTİ Yerli ve milli bir harekettir.
İYİ PARTİ'nin arkasında emperyal güç arayan "Çirkin zihniyet" hele şöyle AKP' nin kuruluş sürecini hatırlayın ve sonra karar verin; hangi parti kurulurken arkasında kimlerin olabileceğini.
...
Be vicdansızlar; şu anda İYİ PARTİ Genel Merkezi açılışı var, Meral Hanım konuşuyor, çok da büyük haber değeri var ama belli ki muktedirlerin tehditi ile hiç bir TV kanalı canlı bağlantı yapamıyor.
...
Ve bugün bütün bunlar olurken; yıllar öncesi Cüneyd Zapsu'nun kirveliğinde partisini dahi kurmamış ABD Yahudi lobileri ile gelecekte Türkiye'nin lideri "Olacakmışcasına" ziyaretlerde bulunan, görüşmeler yapan, mağduriyetten güç alsın diye dört ay "Hapis yatırılan", Erol Mütercim'in dediğine göre de hapiste günde sekiz saat eğitim verilen eski İstanbul Belediye Başkanı muhteremi düşünün. Şimdi bu muhterem ile Meral Hanım'ın partisini kurma sürecini karşılaştırın lütfen.
...
İYİ PARTİ hareketi anamızın ak sütü gibi helal ve meşrudur. "Artık çocuklar bu sefer kazandık" diyebilme özleminin ve ahmakça bir sadakatin suistimal edilerek, ihanete uğramasına isyanın ete kemiğe bürünmüş; hak arama ve hakkı teslim etme hareketidir.
İYİ PARTİ korkusu Atatürk sevgisi
İYİ PARTİ'nin siyasette yer almasıyla özellikle birilerinin rahmetli Atatürk'ü anlamaya, huzuruna çıkmaya ikna olmalarına sebep olduysa; ne mutlu bu yola baş koyanlara.
...
Sayenizde birileri Atatürk'ü anlama, hakkını teslim etme aşamasına geldiğine göre; sırada kirletilmiş siyaset dilini düzeltmek var.
...
Millet o kadar kirli dile alışmış ki; Meral Hanım diğer siyasilere hakaret etmeyince sanki yetersizmiş gibi algılanıyor. Oysa siyaset diline seviye getirmeyi misyon edindiğini defalarca açıklamıştı.
Teşekkürler Meral Akşener.
...
Siz siz olun gene de "Kripto Atatürk sevgisi"ne karşı tatbirli olun derim. Atalarımız ne demiş; "Üzüm üzüme baka baka kararır". Dolaysıyla "Sızma ve yerleşme"de mahir olanlarla izdivaç yapanların %50+1 korkusu ile hidayete ermiş olmalarına elbette inanmayacağız.
İYİ PARTİ'ye medya sansürü devam ediyor
İYİ PARTİ kuruluş dilekçesi 25.10.2017 tarihinde verildi ve hala hiç bir TV kanalı Genel Başkan Meral Akşener'i ekranlarına davet etmediler.
...
Benim için bu durum; İYİ PARTİ hareketinin ne kadar güdümsüz, ne kadar yerli ve milli olduğuna kani olmamı sağlayan en büyük gerekçemdir.
...
Henüz hala "Bu kadını kullanın, kanalizasyona süpürmeyin" diyen çıkmadı, çıkmaz da. çünkü Meral Hanım bunu diyebilecek hiç bir kimsenin elinden tutup okyanuslar ötesine uçmadı; herhangi bir camiyi mesken kılıp, kedilerine has namaz da kılmadı; uşaklık peşinde koşan herhangi bir yerli sermaye patronunun işletme açılışına da katılmadı. Bunlara dair duyan, gören, bilen varsa söylesin.
Bozaaaaa
Geleneksel kültürümüzün yaşamasına katkımız olsun dedik, dün gece "Bozzaaaa" seslenmesini duyar duymaz gereğini yerine getirdik. Tavsiye ederim.
İlmi siyaset bumu dur acaba.
İlmi siyaset denen şey bu mu acaba. Hedefe ulaşmak için kendi hükümeti üzerinden "Cam filmi'' tehditi savurup milleti sıkıştırıp, bunaltıp sonra Superman edası ile "Nedir lan bu; tez elden halledile" müdahalesi ile "Türkiye ortalama algı düzeyi"ne "Bak adama; soruna el attı ve hemen halletti" algısı oluşturması ile çok gariptir ki; yaratılan sorun üzerinden yine sorunu yaratanın pirim yapması gibi ters mantıkla çalışan bize özgü sosyolojik gerçeğimiz ortaya çıkıyor.
Mehmet Soral
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.