Lider dediğin....?
Lider denen insan gerçek anlamda lider olabilseydi; kendisine inanan ve güvenen insanların iki yıl içinde %85'nin sadakatını kaybetmezdi. Kendisine bir dönem için "Lider" denmişse nedeni; kendisine olan güven ve sadakattan değil, önceden süregelen bir davaya inanmış ve adanmışlık kültürüne sadakattan dolayıdır.
Bu inanmış ve adanmışlık kültürünü ortadan kaldıranlar elbette neticelerine de katlanacaklardır. Bir davanın geleneksel kültürüne ihanet genel hale geldiği an; o davanın bir liderinin olduğundan bahsedilemez.
MHP Rahmetli Başbuğ zamanında Sayın Bahçeli döneminde olduğu kada hiç oy alamadı belki ama Başbuğ'un Türk milliyetçiliği ideolojisi doğrultusunda geleneksel duruş ve mantaliteye aykırı icraatı hiç olmamıştır. İşte olmadığı içindir ki; liderliği hiç tartışılmadı ve iki milyon kişi o kar kışta cenazesine katılmak istemişlerdir.
Rahmetli Başbuğ Türkiye bir mozaiktir diyenlere "Ne mozaiği ulan, mermerdir mermer" derken; Sayın Bahçeli 2006 yılında sanki rahmetli Başbuğ'a inat "Türkiye bir çiçek bahçesidir" diyordu. Benim de şahsi muhalifliğim de bu kırılma ile başlamıştı.
Yine Sayın Bahçeli banisinin Rahmetli Başbuğ'un olduğu "Geleneksel Antalya Türk devletleri ve akraba toplulukları kurultayı" organizasyonu kaldırmıştır. Niçin kaldırıldı; kimleri rahatsız etmişti veya kimler savaş nedeni gördüler ki; belayı başımızdan def etmek için kurultay kaldırıldı.
Cemaatin vitrin süsü Hüseyin Gülerce eli götünde geziyor
Muktedirler ne düşünürse düşünsünler; toplum vicdanı kırk yıl cemaatin vitrinini oluşturan, süsleyen bu tip insanların ellerini, kollarını sallayarak ortalıkta dolaşmasını hazmedemiyor.
Tekrarın yaratacağı bıkkınlık
Evimize gelen herkes "A, ne güzel mobilyalarınız var. Koltuklarınız, TV ünitesi ve yemek odanız ne kadar da uyumlu ve şahaneymiş" diyorlar. Gelin görün ki; bu takımları aldığımızda henüz 13 yaşında olan oğlum şimdi 28 yaşında ve her vesile ile "Yahu baba, bunları sürekli görmekten bıktım, usandım artık. İlk okula giderken de aynı eşyalar, üniversiteyi bitirdim yine aynı eşyalar" diyerek evin içinde değişim istiyor(!))
Oğlum "Gören herkesin beğendiği, hatta belki de imrendiği eşyalarımızı niçin değiştirelim ki" dediğimde; "Baba bıktım, usandım anlasana beni" diyerek noktayı koydu(!))
2019 seçimlerinde seçmen tercihlerinde bizim evimizde yaşadığımız durum gibi bir hal zuhur edebilir.
2002 yılında 13 yaşında, 2019 yılında ise 33 yaşında olacak birisi için iktidarda hâlâ AKP ve Erdoğan'ın olması bir bıkkınlık ve usanmışlık yaratması söz konusu olamaz mı.
Böyle bir bıkkınlık ve usanmışlık yeni kurulacak parti için hesabı yapılmayan büyük avantaj sağlayacaktır diye düşünüyorum. Zira Sayın Erdoğan'ın metal yorgunluğu dediği şeyin biraz da aslı budur. Yeni partinin bu kitlenin duygu ve düşünceleri üzerine projeler geliştirip, heyecan verici söylemlerle dile getirmesi gerekecektir.
İmam hatipler isteneni vermeyince TEOG kaldırıldı
Yahu artık peşin olarak genel kabulümüz artık. Tüm AKP'li ailelerin çocuklar her dönem istedikleri okulu seçebilsinler, hatta okula bile gitmesinler, istedikleri diplomalar verilsin. Ne öyle, niyetiniz anlaşılmasın diye zart, zurt sistem değişikliğine gidiyorsunuz, ne gerek var.
...
Ama ne yapsanız evdeki hesap, çarşıya uymuyor. Millet anasının gözü; hamasete oyunu veriyor ama hamasetin dolduruşuna gelerek evladının istikbaline yön vermek istemiyor. Dindar olmak için çocuğunu imamhatibe göndermesi gerektiğine inanmıyor. Kısaca "Ne gada oy, o gada imam hatip" hesabını yapanların "Dindar nesil yetiştirme projesi" iflas etti. Bu sefer de; kader onları kandırdı. Kader utansın.
Ülkücülük MHP'de olurmuş; hadi oradan...
Neymiş efendim; Ülkücülük sadece MHP'de olabilirmiş. Haydin oradan, halt etmişsiniz. Ülkücülüğüm ile "MHP Balgat inisiyatifi" dışında her yer ve zeminde itibar gördüm elhamdülillah.
Bizlere itibar edenlere karşı mahcup olmamak için yükledikleri misyon gereği; Balgat yel değirmenlerine karşı savaşmanın anlamsızlığını fark edip, yeni bir ruh ve heyecanla yola çıkarak; alışılmış siyaset anlayışını terk edip, sağ sol kavramlarını tedavülden kaldırarak; "milli çizgi" de buluşanların kucaklaştığı yepyeni bir inisiyatifi hakim kılacağız.
Dolayısıyla, nerden gelirse gelsinler; eski alışkanlıklarını devam ettirmek için siyasetten güç alarak, rant peşinde koşan, yeni bir oluşumun siyasi kaymağından faydalanabilmenin hesabını yapan komitecilerin kurulacak partiye sızmalarına fırsat verilmemelidir.
Ayının gönlünden geçen seneye armutların iyi olacağıdır.
Nagihan yırtınıp durma. Neymiş efendim; Kürtler Meral Akşener'e oy vermeyecekmiş. Ne yani; PKK'nın kazdığı hendekleri, yığdığı bombaları valilere, kaymakamlara talimat verip, görmezden gelmelerini sağlayarak; şehirleri PKK'ya teslim edip, bölge halkını kendi evlerinde çaresiz bırakıp, PKK'ya esir düşürenlere mi oy verecek.
Bak Nagihan öyle bir rüzgar esecek ki; sen de serinliğinden faydalanabilmek için fiyatını bile değiştireceksin ama kullanımlık ömrün tükenmiş olacağı için yüzüne bile bakan olmayacak.
Sizler için Kürt demek; seçimlerde oylarını alabilmek için mağduriyetleri ajite edilerek, devlete karşı çok kolay kışkırtılabilecek insanlar demektir. Bizim için ise Kürt demek; binlerce yıllık kardeşliğimizi dinamitlemek isteyenlere karşı, bu kalleşliği yapmak isteyenlerin suistimallerinden kurtarıp, bağrımıza basmak istediğimiz insanlar demektir.
Bir anaç elin bu insanların sırtını sıvazlaması "Bayram sofralarında" yan yana bağdaş kurup, oturması ile her şey değişecektir.
Mehmet Soral
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.