"İki kurbağa derin bir yoğurt kovasının içine düşer. Biri birkaç çırpınıştan sonra, sıçrayarak kovadan kurtulamayacağına karar verir; bir an önce ölüp kurtulmak için çırpınmayı bırakır ve boğulur. Diğeri ise hayatını son nefesine kadar korumak için, elinden gelen her şeyi yapmaya azmeder. Sıçrayarak çıkamaz ama ısrarlı çırpınması ayaklarının altında ummadığı şekilde tereyağı adacığı oluşturur ve üzerine çıkıp tutunur. Ev sahibi gelince de kurbağayı kovadan kurtarıp dışarıya atar."
Büyük çoğunluğunuz bu hikayeyi bildiğini düşünüyorum. Yine de içinde hareket olarak bulunduğumuz durumu düşünüp yeniden hatırlatmak istedim.
Zor bir süreç yaşıyoruz. Hem ülke olarak hem hareket olarak zor bir süreç. Ülkenin kaderi hareketin kaderiyle örtüşüyor adeta.
Çileli hayat bizi çukurların içine düşürdü. Çukurda kalmak mı oradan kurtulmak mı amacımız? Hiçbir çukur bizi sonsuza kadar içinde tutmaz tutmamalı. Yılmamalı, yıkılmamalı Türk milliyetçisi insan. Sabretmeli, direnmeli, çabalamalı,gayret etmeli, çırpınmalı, bir çırpınma şekli sonuç vermiyorsa başka bir çırpınma şeklini keşfetmeye çalışmalı ki çukurdan kurtulalım.
Peki biz ne yapıyoruz?
Hâlâ yüksek perdeden slogan üretiyoruz.
"Bir yol bulun" diyoruz herkes hareketin böyük abilerini bekliyor. Böyük abilerin derdi başından aşkın bir de sizinle mi uğraşsınlar. Herkes koltuk derdinde ihale peşinde….
Böyük abilerin bazıları da sosyal medyada ihtilal yapıyor oturduğu yerden. Hareketi hareketsiz eylemsiz bırakmanın dayanılmaz hafifliği ile "BIR ZAMANLAR BİZ " diye başlayan cümleler kuruyor abiler...
Hayatı hareketlendiren, çilelerin yaşattığı canlılık çırpınıştı bizim hareketimiz. Hatta hayat hareket demekti bir zamanlar. TÜRKİYE ancak kokuşmaktan hareketle kurtulur. Bu hareketi de bizim çocuklar başlatmalı başarmalı.
"İnsan yaşlandığı için durağanlaşmaz aslında, durağanlaştığı için yaşlanır." diye bir söz okumuştum. Tam bizi anlatan bir söz diye düşünmüştüm. Biz durağanlaştığımız için koptuk birbirimizden.
Öyleyse artık bir karar vermeliyiz. Amacımız ne? Hedefimiz var mı?
Eğer amacımız yüce Türk milletinin dertlerine derman olmaksa imkansız diye bir şey olmalı hayatımızda.
Ayağa kalkmak için yürümek için yeniden harekete geçmek için ne bekliyoruz?
Ve şunu unutmayalım Tanrı Türk'ü korumaz oturduğumuz yerden…
Doğan Ay