AKP ve MHP iç siyasette ne zaman sıkışsa HDP yi gündeme getirerek siyasi gündemi değiştiriyor. Son 1 aydır ülke gündemi yine HDP nin kapatılmasıyla meşgul ediliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan HDP için ağzına ne gelirse söylüyor. Alçaklar, hainler, teröristler vb..
Cumhurbaşkanı'nın ittifak ortağı Bahçeli her gün ''HDP şiddetle kapatılsın, kapatılmayacak derecede kapatılsın, öyle bir kapatalım ki bir daha açılmasınlar'' diyerek bol keseden nutuk atıyor.
Bu kadar hakaret ve tehditten sonra şunu soralım. HDP nin kapatılması mevcut yasalara ve kanunlara göre mümkün müdür? Cevap: Hayır
AKP parti kapatmayı öyle zorlaştırdı ki Türkiye'de HDP ya da herhangi bir partiyi kapatmak imkansız hale geldi.
Neden imkansız olduğunu ayrıntılarıyla açıklamaya başlıyorum
Öncelikle herkesin düştüğü bir yanılgı var. Herkes parti kapatılmasını hükümetten bekliyor ama Siyasi Partiler kanununun 98. Maddesine göre bir siyasi parti hakkında kapatma davasını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı açar.
SPK nın 100. Maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kapatma davasını 3 şekilde açabilir:
-Re'sen yani kendi isteğiyle
-Adalet Bakanlığının talebiyle
-Mecliste grubu olan herhangi bir partinin kapatma talebiyle
Hadi diyelim ki Adalet Bakanının talebiyle ya da TBMM de herhangi bir partinin yazılı isteğiyle HDP nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruldu. Bu başvuru kapatma davası açılması için yeterli mi? Hayır
AKP 2015 yılında yaptığı bir yasa değişikliğiyle parti kapatmayı imkansız hale getirdi. AK Parti Grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş, Mahir Ünal, Belma Satır, Ahmet Aydın ve Naci Bostancı ile 223 milletvekilinin imzasıyla sunulan ve TBMM de kabul edilen teklife göre artık bir siyasi partinin kapatılma davası açılması için TBMM nin onayı gerekiyor.
Dikkat edin. Partinin kapatılması için değil parti kapatma davası açılması için TBMM onayı gerekiyor. Yasanın ayrıntıları şöyle:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir siyasi parti hakkında kapatma davası başlattığında ''Dava açabilir miyim?'' Diye TBMM ye başvurmak zorunda.
TBMM ye Yargıtay'ın dava talebi geldikten sonra TBMM de grubu olan siyasi partilerden 5 er vekille bir komisyon kuruluyor. Komisyona TBMM Başkanı başkanlık ediyor. Komisyon üyelerinin 3 te 2 si kapatma talebini doğru bulursa dava açılması için ilk aşama geçiliyor.
İkinci aşama TBMM genel kurulunda dava talebinin onaylanması… Komisyon evet dese bile TBMM üye tam sayısınının 3 te 2 sinin onayı gerekiyor.
Kısacası HDP hakkında kapatma davası açılması için bile en az 400 vekilin onayı lazım.
Hadi bir mucizenin gerçekleştiğini ve TBMM de kapatma davasının açılmasının onaylandığını farz edelim…
2015 yılında iki önemli değişiklik daha yapıldı.
Bu değişikliklere göre HDP hakkında kapatma davası açılması için HDP vekillerin TBMM dışındaki söz ve eylemlerinden dava açılabilir.
Şimdi en önemli konuya geliyorum… HDP hakkında kapatma davası açılırsa ne olur?
2010 yılında Anayasanın 84. Maddesinde yapılan değişiklikle kapatılan partilerde ceza alan vekillerin vekilliklerinin kaldırılması şartı kaldırıldı. Yani HDP kapatılsa bile HDP vekilleri bağımsız vekil olarak vekilliklerine devam edebilirler.
2010 yılında yapılan ikinci bir değişikliğe göre kapatma davası açılan siyasi parti dava devam ederken kendini kapatma kararı alırsa dava düşüyor. SPK nın 108. Maddesine göre eskiden parti kendini fesh etse bile dava devam ediyordu
Anlayacağınız HDP hakkında kapatma davası açıldığı gün HDP, ''Biz kendi kendimizi kapatıyoruz'' dese dava başlamadan düşer. Dava düşünce de hiçbir vekil ceza almaz ve ertesi gün yeni parti kurarak geçmişteki eylemlerini sıfırlayabilirler.
Sonuç olarak HDP nin kapatılması gündemi boş yere meşgul etmekten başka bir şey değildir. Mevcut yasalara göre kapatma davası açmak bile mucizedir. Bu yüzden HDP kapatılsın söylemlerine sadece gülüp geçin.
BARIŞ ATAGÜN