Göklerden gelen bir karar doğrultusunda istifası istenen "şimdilik" son Belediye Başkanı'da istifa etti…
Hem de nasıl istifa…
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur diyorum…
Balıkesir Milletvekili olarak 18. Dönemde ilk kez parlamentoya girdi. AKP Balıkesir Kurucu İl Başkanlığı yapan Ahmet Edip Uğur, 22. 23. ve 24. Dönemler de adaylığını koyarak üst üste üç defa Milletvekili seçilmiştir. 2008 yılında AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Mali ve idari İşler Başkanı olarak görev yapmış.
30 Mart 2014 Mahalli İdareler seçiminde %39,8 oy ile AKP'den Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş…
Yani öyle sonradan gelmiş, bir fırsat bulup trene binmiş, hasbelkader Belediye Başkanı olmuş sıradan genel geçer birisi değil. Belediye Başkanlığından öce AKP Genel Merkezinde paranın başında oturmuş, kasanın anahtarını cebinde taşımış birisi. Haliyle partideki para ilişkilerinin birebir içinde olan birisi…
Ve bu kişi istifa ederken ağlıyor…
"Kendi adıma şunu söylemeliyim. Yolsuzluğunuz yok, FETÖ bağlantınız yok fakat ailenize, evinize kadar ulaşan baskılar, hatta tehdide varan müdahaleler var. Bu katlanılacak bir durum olmanın ötesine geçmiştir. AK Parti'de siyaset yapma imkânımız ortadan kalkmıştır. Külli iradeye teslim olarak cüzi irademle milletime vefa gösteriyorum. Partime ve başkanlık görevime burada veda ediyorum. Vicdan rahatlığı ile bu kararı almış buluyorum. Hepinize, bütün hemşerilerime, uzun mesai yıllarımda bana destek olan aileme teşekkür ediyorum."
İstifa metnindeki bu ağır itham için hükümet kanadından cevap gecikmiyor. Sözcü Bekir Bozdağ, istifa eden başkanın bu iddiasına "Öyle bir durum varsa yargıya gitsin" diyerek yol gösteriyor…
Olması gereken yol elbette bu da…
Sayın Bozdağ, yargı derken hani şu bir zamanlar FETÖ ile beraber elinden kılıcını alıp sırayla ırzına geçtikten sonra kafasını taşla ezerek öldürdükleri gözünde siyah bant olan bacıyı kastettiyse, o kendi hakkını arayamadı ki, ailesi tehdit edilerek zorla istifa ettirildiğini iddia eden "ex belediye başkanı" hakkını arayabilsin.
Bakın başka bir partinin belediye başkanı değil, iktidarın belediye başkanı…
Ya sıradan ölümlü vatandaşlar neylesin, kime, nereye gitsin?
Ve işte yine cevabı uzun yıllar daha bulunamayacak sorular ardı ardınca diziliyor zihinlerde…
Söz konu Belediye Başkanları masumsa niye görev süresi dolmadan hem de zorla istifa ettiriliyor. Suçlularsa niye var olduğu iddia edilen yargının karşısına çıkartıp hesap sorulmuyor?
Suçsuz olduğunu iddia ettiği halde O bile hakkını arayamaz durumdaysa ve kameralar karşısında çocuklar gibi ağlamaktan başka çare bulamıyorsa hangi yargıdan söz ediyoruz?
Hangi bağımsız yargı?
Açılım palavralarının havada uçuştuğu günlerde "Önderimin emriyle teslim oldum, Pişman değilim" diyen PKK'lı teröristleri, Türk Bayrağı ve Atatürk posterinin olmadığı çadır mahkemelerinde"yaz kızım beraatine…" diyerek yurdun dört bir yanına salan yargı mı?
MHP'nin kötü gidişatına dur demek ve iktidara taşımak için verilen parti içi mücadeleyi yukarılardan gelen bir emirle katleden yargı mı?
Yoksa en son Büyükada'da toplantı yapanları ajan provokatör diyerek tutukladıktan sonra eski Alman Başbakanı gelince hepsini hiçbir şey olmamış gibi serbest bırakan bağımsız yargı mı?
Şimdi Büyükada toplantıcıları darbeci, ajan, provokatörse( ki ben buna inanıyorum) niye dünya liderinin bir emriyle anında serbest bırakıldı? Hain değillerse iktidar ve hık deyicileri tarafından haftalardır yapılan o kadar tezvirat ne idi?
Yargı dediğimiz şey, bir emirle yapılan tutuklamaların ve bir emirle yapılan salıvermelerin neresinde acaba?
Bu nasıl yargı, bu nasıl yargı bağımsızlığı?
Ya da yargı; kime göre, neye göre bağımsız?
Bir şey daha sorayım; davul zurna çalarak ajan oldukları ve bağımsız Türk yargısına hesap verecekleri ilan edilen adamları görevi bitmiş, sıradan eski bir Alman Başbakan yarım saatlik bir görüşme ile serbest bıraktırabiliyorsa bu iddia ettiğimiz dünya liderliğinin ancak Edirne ile Iğdır arasında geçtiğini göstermez mi?
Bu arada Büyükada davasının sonuçları için bir şey diyemem ama iktidar cephesi, MHP konusunda baltayı taşa vurdu. MHP'de kalınsa belki yüzde on beş- yirmilerle en fazla bir koalisyon ortağı olunurdu ama mevcut iktidar sayesinde İYİ şeyler olmaya başladı.
Trafolara kedi girmezse ilk seçimlerde güneş doğuyor Türkiye için...
Yahya Hoçur
31 EKİM 2017