KAPLUMBAĞA ve BİZ
Kaplumbağaya sormuşlar:
"Buradan karşı köye ne kadar zamanda gidersin?"
Kaplumbağa cevap vermiş:
"Yağmuru, çamuru, rüzgârı, inişleri, yokuşları hesâp ettim. Üç günlük yol ama ben altı günde giderim."
Altı gün geçmiş...
Ama kaplumbağa karşı köye gelememiş. Aramışlar taramışlar, yolun yarısında bulmuşlar kaplumbağayı.
"️Hayrola?" demişler.
"Üç günlük yolu altı günde bile gelemedin?"
Kaplumbağa cevap vermiş:
"️Sormayın arkadaş! Yağmuru, çamuru, inişi, yokuşu hesâp ettim de, kötü insanları hesap edemedim.Ne zaman hızla ilerlemeye başladım tutup ters çevirdiler."
Biz de herşeyi hesapladık ama başımıza gelecek bizi yolumuzdan alıkoyacak kötü kişileri hesap etmedik.
Kötü kişiler demek biraz basit oldu değil mi?
Hainleri onun bunun çocuklarını hesap etmedik doğrusu.
Koltuk sevdalılarını hesap etmedik.
Siyaseti hizmet aracı değil rant aracı görenleri hesap etmedik.
Hareketi tepeden tırnağa soyanları hesap etmedik.
Zaman zaman gördük " Kol kırılır yen içinde kalır" dedik. " Kan küstük kızılcık şerbeti" dedik. Velhasıl kendimizi güzel kandırdık.
Yağmuru çamuru hendekleri tümsekleri aç susuz kalmayı hesap ettik de bir sizi hesap edemedik.
Belki kaplumbağa hızıyla giderdik ama hedefe ulaşırdık belki.
Geldiğimiz nokta kaplumbağa ile aynı.
Gün oldu haramiler bastı kervanımızı gün oldu çaşıtlar vurdu sırtımızdan.
Darmadağın olduk bırakın yürümeyi konuşacak gücümüz kalmadı.
Anadolu saflığı ile hesap edemedik bazı olayları.
Şimdi mi?
Ülkücü arıyoruz. Kıyıda köşede kalmış ülkücü. Parti taassubunu yenmiş ülkücü.
Haklarını yemeyelim seçimden seçime hatırlanıyoruz.
Doğan Ay