Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya. Biri PARA'ya yapıştı, diğeri MEVKİ'ye, öteki de İHTİRAS'a.
Dostoyevski
Biri para bir mevki biri ihtiras. Günümüz insanın en büyük en büyük üç zaafı.
Haklıyı haksız kılan doğruyu yanlış gibi gösteren dün söylediğini bugün yalamasına sebep olan üç zaaf. Bu zaaflar bizi biz olmaktan çıkarır ve kimliksiz bırakır. Bugün hareket içinde yaşadığımız da sadece bundan ibaret. Bazılarının zaafı ÖLMEZ dediğimiz hareketi ONMAZ noktasına getirdi. Kimi makam kimi para kimi ihtiras nöbetine girince hareket de dirayet kalmadı.
Tartışma yersiz. Konuşma yetersiz. Artık nokta konuluyor yarım asırlık harekete. Hâlâ birileri de birinin sadece elini değil gövdesini taşın altına koyduğunu zannediyor. Genel başkanı ve teşkilatı ne derse doğruymuş…
Ne diyelim?
Kimse alınmasın darılmasın birbirimizi ikna durumuna düştük. Düşmana gerek yok iki ülkücüyüm diyeni bir araya getir yeter.
Uzun uzun tartışmanın da artık bir faydası yok. Odunum da odunum diyor arkadaşlar.
Kurt ile Eşek tartışıyorlarmış…
KURT: Çimen yeşildir, deyince
EŞEK: Çimen sarıdır, demiş.
Sonunda konuyu ormanların Kralı Aslan’a sormaya karar vermişler.
Aslan, Kurt’ a bir ay hapis cezası vermiş. Eşek de karar gereği özgür kalmış.
Kurt şaşkınlıkla aslana yaklaşmış ve sormuş:
“Hakikaten sen çimeni sarımı görüyorsun?” demiş.
Aslan: “hayır çimen yeşildir” demiş.
Kurt: “O halde neden bana hapis cezası verdin?” deyince; Aslan şu cevabı vermiş:
“Eşekle tartıştığın için!”
Inanmayan düşünmeyen akletmeyen yorum yapmayan biat etmeyi genel başkan ve parti binasına bağlayan bir kafa ile neyi tartışacaksın?
Çimen sarı o kadar.
Gereksiz yere tartışıp birbirimizi kıra kıra bu günlere geldik. Siyaset kör kuyudur girince akıl gider. Koktuk hırsı itibar göstergesi makam sevdası o kör kuyunun dibinde.
Muhabbetle kalın.
Doğan Ay