...ve Devlette Yok Olan Liyakat
Son zamanlarda toplumca alıştığımız skandallardan biri daha yaşandı ve GATA hastanesi Başhekim yardımcısı Ali Edizer, çok eşliliği savunan bir videosuyla gündem oldu
AKP iktidarından önce böyle bir skandal yaşansa ülkede büyük tepki olurdu ama AKP döneminde bu tarz yobazlıklar sıradanlaştı.
Çünkü liyakat tamamen ortadan kaldırıldı.
Diyeceksiniz eskiden çok mu vardı? Hayır, eskiden de devlette torpil vardı ama bugünkü kadar yaygın ve seviyesiz değildi.
Öyle bir dönemdeyiz ki eğer AKP'li değilseniz bir devlet kurumunda çaycı olmanız bile mümkün değil.
Devletin kılcallarına kadar her kademesinde kadrolaşma var.
Benden olsun ama cahil, haysiyetsiz, akılsız olsa da olur anlayışı devlete egemen oldu.
Bu yüzden Ali Edizer gibilerin GATA gibi ülkemizin köklü bir kurumunda Başhekim yardımcısı olmasına şaşırmıyorum
Aslında Ali Edizer için GATA hastanesindeki Başhekim yardımcılığı, devlette sahip olduğu ilk yüksek makam değil. Geçmişteki görevlerine baktığımızda GATA Başhekim yardımcılığı Ali Edizer için bir tenzili rütbe diyebiliriz.
Konunun daha iyi anlaşılması için Ali Edizer'in özgeçmişini biraz anlatmak istiyorum.
Ali Edizer, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu bir pratisyen hekim.
Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra THK Üniversitesi'nde İşletme alanında yüksek lisansını yapmış.
Meslek hayatına 1992 yılında Kayseri Keykubat Sağlık Ocağı Tabibi olarak başlamış.
1996 yılına kadar sağlık ocağı hekimi olarak görev yaptıktan sonra askerliğini yapmış ve askerlik dönüşü 1999 yılında Kayseri İl Sağlık Müdürü Yardımcısı olmuş.
Ali Edizer'in hızlı yükselişi AKP'nin iktidara gelmesinden sonra gerçekleşiyor.
2009 yılında önce Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı olan Ali Edizer, 1 yıl sonra SGK İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı oluyor.
Sadece bu kadar mı? Hayır
SGK İlaç ve Eczacılık Daire Başkanı olduktan 1 yıl sonra Sağlık Bakanlığı Özel Kalem Müdürü oluyor. Ardından 2016-2018 yılları arasında ise Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği İdari Hizmetler Başkanı olarak görev yapıyor.
2018 yılından günümüze kadar da GATA Başhekim yardımcılığı görevini üstleniyor.
Şu hızlı yükselişe bakar mısınız?
1992 yılında Kayseri'de sıradan bir sağlık ocağında pansuman yapan pratisyen hekimken 20 yıl sonra Sağlık Bakanlığı Özel Kalem Müdürü oluyor.
Peki, Ali Edizer, 20 yılda bu kadar yükselmeyi hak edecek ne başarıyor? Cevap: Hiçbir şey.
Doçentliği, Profesörlüğü geçtim uzman hekim bile olamıyor.
O halde ikinci soruyu soralım. Sıradan bir pratisyen hekim, hangi üstün vasfıyla Sağlık Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğüne kadar yükseliyor?
Cevap: Tarikatçı olması
Ali Edizer devlette bu kadar yükselmesini sadece Menzil tarikatına üye olmasına borçlu.
28 yıllık meslek hayatında sadece 6 yıl pratisyen hekimlik yaptığı halde sadece tarikat mensubu olduğu için devletin kapıları kendisine sonuna kadar açılıyor.
Bizim asıl bu durumu konuşmamız lazım…
Türkiye'de değerli binlerce doktorumuz varken neden doktorluğu sadece diplomada kalan biri devletin en üst makamlarına gelebiliyor?
Ve bu şahıs, hak etmediği bir mevkiye sahip olan her insan gibi şımarıp sosyal medyada molla gibi fetva veriyor, insanları provoke ediyor, toplumu kin ve nefrete teşvik ediyor.
Biri de çıkıp "doktor musun, şeyh misin?" diye hesap sormuyor.
Çünkü günümüz Türkiye'sinde kendisine hesap sorulmayacağını biliyor.
Hesap sorulmasını geçin Atatürk ve Cumhuriyet'e saldırırsa iktidar tarafından ödüllendirileceğini sanıyor.
Bu yüzden iktidar, kendisini ödüllendirsin diye her gün sosyal medya hesabında toplumu tam gaz kışkırtıyor.
Ali Edizer bu konuda yalnız değil… Devlette yandaşlığı sayesinde makam sahibi olan birçok insan "Cumhuriyet'e saldırırsam yükselirim" diye düşünerek skandal sözler söylüyorlar.
Atatürk'e hakaret eden İlçe Milli Eğitim müdürleri.
Cumhuriyet'e saldıran Belediye Meclis üyeleri.
Atatürk devrimlerine dil uzatan avukatlar.
Bu rezilliklerin hepsini gördük, yaşadık. Ali Edizer, bu rezilliklerden sadece biri.
Ali Edizer, ilk değil ve böyle giderse son da olmayacak.
Bu nedenle bizim her şeyden önce şu soruları sormamız lazım.
Ali Edizer gibi tarikatçı olmak dışında vasfı olmayanlar, neden devlette makam sahibi oluyorlar?
Bu insanlar neden mesleklerini yapmak yerine provokatörlük yapıyorlar?
Bu insanlara, provokatörlük yapacak cesareti kim ya da kimler veriyor?
Bu sorulara cevap verip gereğini yaptığımız gün Türkiye, daha güzel bir ülke olacak.
BARIŞ ATAGÜN