30 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladığımız ve Doğu Akdeniz, Ege gibi devasa konuların ülkemizin gündemini meşgul ettiği şu günlerde milli birlik ve beraberliğimize zarar verebilecek her türlü eylem ve söylemden uzak durmamız gerekmektedir.
İktidarın Türk milli refleksini zayıflattığı bir süreçte iktidara alternatif olarak ortaya çıkan millet ittifakının paydaşlarının duruşu her zamandan daha çok önemli hale gelmiştir. Millet ittifakının paydaşları Türk milletinin bekasını, Cumhuriyetin değerlerini, Türk devletinin üniter yapısını ve Türk milletinin egemenliğini hiçbir şekilde zedeleyecek bir eylem ve söylemde bulunamazlar.
Bu konularda özellikle DHKP/Cgibi modası geçmiş ama dünyayı ve ülkemizi okumaktan aciz, nostaljik takılan, her gizli servisin aracı olabilen mankurtlaşmış Marksist- Leninist terör örgütü ile İşid gibi İslam'la soslanan örgütler ve yarım asırdır Türk devletini meşgul eden bölücü PKK örgütüne karşı kesin tavır koymak gerekmektedir.
Ülkemizde rafa kaldırılan demokrasiyi getirme, hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etme iddiasında bulunmak ve bu saydığımız örgütlerle dirsek temasta bulunmak ya da onların kırıntılarını demokrasi havarisi göstermek inandırıcı değildir. Böylesi duruşlar muarızlarımıza da maalesef malzeme olmaktadır.
CHP'li dostlarımız burada kendilerini yeniden test etmek zorundadırlar. Neden iktidara bir türlü gelemediklerinin en büyük nedeni her ne hikmetse bu illegal örgütlerle bir türlü ilanı aşktan vazgeçemiyor olmalarından kaynaklandığını bir türlü kabullenemiyorlar. AKP iktidar olma uğruna cemaat -tarikat popülizmini kullanırken CHP'de bazılarının ideolojik bağımlılıkları ve oy kaygısı yüzünden Marksist ve bölücü marjinallerden bir türlü kurtulamıyor.
Oysa CHP Türkiye'yi kuran dünya görüşünü temsil eden bir partidir. Sayın Ekrem İmamoğlu'nun mazbatayı alır almaz görevden alınan HDP'li belediye başkanlarını ziyaret etmesi ve Fransa Gezisinde Yumurtalık Hakimi Merhum Sefa Mutlu'yu şehit eden Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret etmesini hangi gerekçelerle açıklayacağız?Örgüt üyeliği suçundan Ebru Timtik 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Örgüt mensuplarına kuryelik suçuyla yargılanmıştı. Ölüm orucu DHKP/C militanlarının baş vurduğu ve devletin egemenliğini de tanımadığının ifadesi olan bir yöntemdir. Adı geçen avukatta ölüm orucunu bile bu talimatlarla gerçekleştirirken basın-yayında böylesi kişileri masum göstermek, bunu parti adına desteklemek her şeyden önce devletin meşruiyetine zarar vermektedir.
Millet ittifakının paydaşlarından biri olan CHP mutlaka bu zaaflarından kurtularak iktidara giden yolu açık seçik şekilde belirlemelidir.
Bölücülüğün hiçbir türüne modern hukuk devletlerinde ne taviz verilebilir ne de müsamaha gösterilebilir.