"Türk milleti içine kapanık, cihan ve insanlık bütünlüğünden tecrid edilmiş bir hayata hiç bir zaman iltifat etmemiş, cihanşümul bir hayatı kıtalar üzerinde cihan devletleri kurarak yüzyıllar boyu sürdüregelmiştir.
Alpaslan Türkeş
Buluşma yerimiz ne doğudur, ne batıdır, ne kuzeydir, ne güneydir. Buluşma yerimiz Büyük Türkiye´dir. Buluşma noktamız Türk´ün kafası, Türk´ün kalbi, Türk´ün imanı, Türk´ün cevher-i aslisidir. Bu yer ve noktada milletçe asgari müştereklerde değil, azami müştereklerde birleşeceğiz ve mutlaka birleşeceğiz. Çünkü bu buluşma yeri ve noktasının genel karakteri budur. Türk milletini tanımayanlar ve bu karakteri bilmeyenler asgari müştereklerde birleşmeyi kabul eden bir acizlik, güvensizlik, idraksizlik içindedirler."
Galiba en büyük meselemiz milli anlayıştan milli devlet duruşundan bihaber bir yönetim anlayışla yaşamak zorunda kalışımız olarak gosterilebilir.
Bizim azami müşterekler konusunu asgari müşterekler noktasına çekme gafletimiz de bu yönetim anlayışına eklenince karşımıza içinden çıkılmaz sorunlar yumağına düşmüş olduk.
Gerek iç siyasette gerekse dış politikada yaşadığımız sürecin temelinde milli devlet duruşunu idrsksizlik ile ancak ifade edebiliriz.
Türk milletini tanımayanlar, onun değerlerini içselleştirmeyenler tarafindan yönetilir olmanın bedelini çok ağır ödüyoruz ve ödemeye devam edecek gibiyiz.
"Toplumları aydın kişiler yönetmelidir. Aydın kişiler derken sadece belirli bir okul veya fakültenin diplamasına sahip kimseler değil, her manada karakter, ruh ve düşünce aydınlığına erişmiş insanlar kast olunmaktadır.
Türk milleti menfaatçi ve korkak aydınlar yüzünden perişan olmuş ve perişan kalmaya devam etmektedir. Onun için cesur ve fedakar insanlara her gün her zamandan daha çok ihtiyaç vardır. Böyle insanlar da yurdumuzda çoktur. Ancak bunların köşelerinden ayrılmaları ve hizmet mücadelesinde saf tutmaları gerekmektedir."
Türk milletinin değerlerinden uzak korkak çıkarcı Türklük ruh ve düşüncesini bilmeyen diplomalı cehalet güruhunun söz sahibi olduğu bu dönemde yapılan her yanlış gelecek nesillere vurulmuş darbedir. Bu yanlışları sadece siyasi parti bağlamında görüp düşünmek ise tam bir gaflet halinden başka bir şey değildir.
Korkak pısırık çıkarcı siyasetçiler yüzünden kaybedilen yılların telafisi için mutlaka milli devlet anlayışı harekete geçmelidir.Milli devlet ruhu ile hareket edilmelidir.
Bu gün yaşadığımız temel sorun gayrı milli anlayışın bir şekilde siyaseti ve toplumu dizayn etmesidir.
Bu pısırık slogancı anlayıştan kurtulmazsak torunlarımızın bile bize beddua edecektir.
Doğan Ay